2828 s. K. uyarınca korumaya muhtaç çocuklar hakkında korunma kararı alma ve koşullarının varlığı halinde bu kararı kaldırma görevinin Aile Mahkemelerinin görevi kapsamında olduğu- 2828 s. K. uyarınca alınmış olan korunma kararının kaldırılmasına yönelik istek, korunma altında bulunan çocuğun hak ve menfaatleriyle ilgili olduğundan; davanın, duruşma açılarak, hakkında korunma kararı alınmış olan çocuğa, ergin değilse yasal temsilcisine (veli veya vasisine) yöneltilmesi, onların da göstereceği-
Davacının, reşit olana kadar Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumunda bakılan ve korunan çocuklara tanınan haktan yararlanmak amacıyla işbu davayı açtığı anlaşılmış olup, hakkında korunma kararı alınmış olup da ergin oluncaya kadar sosyal hizmet kuruluşunda kalmış olanların, on sekiz yaşını tamamladıkları tarihten itibaren kamu kurum ve kuruluşlarına kurum aracılığıyla başvuracağı; başvuru sahibinin geçmişte bir sosyal hizmet kuruluşunda kaldığının ve korunduğunun belgelenememesi halinde, bu hususun tespitinin mahkeme kararıyla olacağı- Davacının 1990 tarihinde korunma altına alındığı, bu kararın reşit olmadan önce 1992 tarihinde kaldırıldığı anlaşılmış olup, davacı tarafından, bu davadan önce korunma kararının iptali istemiyle açılan davaya ilişkin dava dilekçesinde; davacı “korunma kararı alındıktan sonra yurda yerleştirildiğini 1992/1993 öğretim yılına kadar yetiştirme yurdunda kaldığını” bildirmesi durumunda; davacının kendisinden sadır olan imzalı beyanlarının aksine 1994 yılına kadar kuruma bağlı yetiştirme yurdunda kaldığı yönündeki tanık beyanlarına itibar edilemeyeceği; dosyada iddiayı doğrulayan başkaca delil de bulunmadığından; davanın reddedilmesi gerektiği-
Davalı kurum, davada kendisini vekille temsil ettirmiş ve davanın reddini savunmuş olup, dava reddedildiğinde; davacının vekalet ücreti yönünden temyiz eden kurumun davalı sıfatına yönelik bir itirazı da mevcut olmadığından; Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davalı yararına vekalet ücreti taktir edilmesi gerektiği-
2828 sayılı yasa uyarınca alınmış olan korunma kararının uzatılmasına yönelik istek, korunma altında bulunan çocuğun hak ve menfaatleriyle de ilgili olduğundan davanın hakkında korunma kararı alınmış olan çocuğa, çocuk ergin değilse yasal temsilcisine (veli veya vasisine) yöneltilmesi, onların da göstereceği deliller varsa toplanıp, ulaşacak sonuç uyarınca karar oluşturulması gerekeceği-
Korunmaya muhtaç çocuklar hakkında korunma kararı alma ve koşulların varlığı halinde bu kararı kaldırma veya ergin olduktan sonra da korunmanın devamına karar vermenin Aile Mahkemelerinin görevi içinde olduğundan; işin esasının incelenip karar verilmesi gerektiği-
Dava, koruma altına alınan küçüğün koruyucu aileye teslim edilmesi isteminin reddine dair kararın kaldırılması istemine ilişkin olup, davaya bakma görevinin Aile Mahkemesine ait olduğu-
Çocuğun bedensel ve zihinsel gelişmesi, tehlikede bulunur veya çocuk manen terk edilmiş halde kalırsa hakimin çocuğu ana ve babadan alarak bir aile yanına veya kuruma yerleştirebileceği, çocuğun aile içersinde kalmasının ailenin huzurunu onlardan katlanmaları beklenmeyecek derecede bozulur ve durumun gereklerine göre başka çarenin de kalmaması halinde ana, baba veya çocuğun istemi üzerine hakimin aynı önlemleri alabileceği; bedensel ve zihinsel gelişmesi tehlikede bulunan veya manen terk edilmiş halde kalan küçüğün, ana ve babadan alınarak bir aile yanına veya resmi ya da özel sağlık kurumuna veya eğitimi güç çocuklara mahsus kuruma konulabileceği–
Gerek ananın ve gerek babanın zeka özürlü çocuklarının velayetini üzerlerine almaktan ısrarla kaçınmaları durumunda; yürürlükteki mevzuat hükümleri de gözetilerek uygun bir karar oluşturmak gerekeceği–
Anne babanın felçli olup, kendi geçimlerini temin edememeleri (dilencilik yapmaları) halinde, MK.347 ve özel yasa hükümleri çerçeve-sinde hakimin çocuklar hakkında gerekli tedbirleri alması gerekeceği–