Mahkemece; trafik sigortacısının, tehlike sorumluluğu kapsamında sorumluluğu kabul edilen araç işletenine düşen hukuki sorumluluğu teminat altına aldığı; kazaya karışan ve motorlu taşıt niteliği bulunmayan at arabası yönünden tehlike sorumluluğu ilkesi geçerli olmadığından, KTK'nun 88/1. maddesindeki müteselsil sorumluluğun geçerli olmayacağı; davacı anne baba yönünden, velayet görevinin yüklediği ödevler ile aile başkanı sıfatından (baba için) kaynaklanan şahsi sorumluluk ilkesi dikkate alınmak suretiyle; davaya konu olaydaki kusur ve sorumluluk derecelerinin değerlendirilmesi ve davacı anne babanın tazminat haklarının kapsamının belirlenmesi (usuli kazanılmış haklar dikkate alınarak) gerekirken, davacı anne babanın şahsi kusur ya da sorumlulukları hakkında irdeleme yapılmadan, eksik değerlendirmeyle hüküm tesisinin doğru olmadığı- Davacı tarafın sebepsiz zenginleşmesinin önüne geçilmesi bakımından kabul edilen, önceki ödemenin güncellenmiş değerinin tazminattan düşülmesi ilkesinin, dava açılmadan önce yapılan ödemeler için geçerli olduğu, bu nedenle; davalı ... şirketi tarafından dava sırasında ödenen bedellerin, herhangi bir güncelleme işlemi yapılmadan hesaplanan tazminatlardan doğrudan düşülmesi gerekirken, anılan hususta yanlış hesap içeren rapora göre karar verilmesinin bozmayı gerektirdiği- Mahkemece; trafik kazası sonucu oluşan ölüm ve maluliyet nedeniyle davacıların duyduğu acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla; tarafların sosyal ve ekonomik durumları, davacıların ölene olan yakınlıkları ile malul kalan davacı ...'deki maluliyetin oranına göre oluşan zararın ağırlığı gözönünde tutularak, olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen, asıl ve birleşen davadaki tüm davacılar için hak ve nasafet kuralları çerçevesinde daha yüksek manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, somut olay ile bağdaşmayan, düşük miktarda manevi tazminata hükmedilmesinin uygun olmadığı- Asıl ve birleşen davanın davacıları lehine hüküm altına alınan manevi tazminatlarda, her bir zarar yönünden ve her bir davacı için ayrı ayrı (davacılar ihtiyari dava arkadaşı olduklarından) vekalet ücretinin AAÜT'nin 12/1-2.maddelerine göre belirlenmesi gerekirken, hükmedilen toplam manevi tazminat miktarı üzerinden tek vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığı-
Alacağın belirlenebilmesi mümkün iken; belirsiz alacak davası açılmasına kanun izin vermemiştir, bu hade davanın, belirsiz alacak davası açmakta hukuki yarar yokluğundan süre verilmeden reddedilmesi gerektiği-
Temyize konu maddi tazminata ilişkin karar -kesinlik sınırı 1.1.2016 tarihinden itibaren 2.190,00 TL’ye çıkaran- yasanın yürürlüğünden sonra verildiğinden davalı bakımından kesin nitelikte olduğu- Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 1.6.1990 gün 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay’ca da temyiz isteminin reddine karar verilebileceği- Özel haller dikkate alınarak hak ve nasafet kuralları çerçevesinde manevi tazminata hükmedilmesinin isabetli olduğu-
Davacının sendikaya üye olduğu ve Toplu İş Sözleşmesinden yararlanabileceği, işçilik alacalarını işyerinde uygulanan Toplu İş Sözleşmesi hükümleri gereğince belirleyebilecek durumda olduğundan, Toplu İş Sözleşmesinden kaynaklı alacakların, belirsiz alacak olamayacağı- Dava konusu edilen alacakların gerçekte belirlenebilir olmaları ve belirsiz alacak davasına konu edilemeyecekleri anlaşılmakla, hukuki yarar yokluğundan davanın usulden reddi gerektiği-
Manevi tazminat miktarının belirlenmesinde hakimin takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği-
Davalı Sosyal Sigortalar Kurumu'nun, işlemleri nedeniyle davacıların "üzüntü yaşadığı anlaşılsa dahi" kural olarak bu nitelikteki Kurum hatasının sigortalının şahsiyet hakkını hukuka aykırı bir şekilde tecavüze uğratmış kabul edilmeyeceği- Önceki bozma kararı maddi tazminata yönelik olup davacıların manevi tazminata ilişkin temyiz itirazları reddedildiğinden davalı Kurum işlemi nedeni ile manevi tazminata hükmedilemeyeceği-
Trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle hakkaniyete uygun şekilde manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği- Ödeme borcu sona erdiren sebeplerden olup, sunulan ibranamenin ve iddia olunan ödemenin ve ibra keyfiyetinin araştırılıp değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Maddi ve manevi tazminat davası-
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nasafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalması gerekeceği- Zira, M.K'nun 4.maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nasafete göre hükmedeceğinin öngörülmüş olduğu-
Trafik kazası sebebi ile yaralanmaya dayalı maddi ve manevi tazminat istemi-