Sigorta şirketinin sorumluluğunun, ödeme de mükerrerlik olmamak kaydıyla poliçe limiti ile sınırlı olduğu-
Uyuşmazlık, elektrik akımından kaynaklı yaralanma nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir...
Uyuşmazlık, taşıma nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararın giderilmesi istemine ilişkindir...
Davacının olay tarihinde ana yol kenarında bulunduğu sırada elektrik akımına kapılarak ağır şekilde yaralandığı, %92 oranında malul kaldığı, olayın meydana gelmesinde davacının %10 oranında, davalı şirketin ise %90 oranında kusurlu olduğu, davalının meydana gelen zarardan sorumlu olduğu, maddi tazminat istemiyle açılan asıl davada verilen İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna uygun olduğu; ancak İlk Derece Mahkemesince verilen ilk kararın davalı taraf lehine kaldırılmasına karar verildiği ve davacı lehine hükmedilen manevi tazminatın fazla olduğunun kararda belirtildiği, buna rağmen İlk Derece Mahkemesince yeniden yapılan yargılama sonucunda, davalının usuli kazanılmış hakkını ihlal edecek şekilde davacı lehine fazladan manevi tazminata hükmedilmiş olmasının hukuka aykırı olduğu ve aleyhe hüküm verme yasağının ihlal edildiği-
Mahkemece ayrıca keşif yapılmadan ceza dosyası üzerinden alınan Adli Tıp Kurumu (ATK) kusur raporuna dayanılarak karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı- Hükmedilen tazminatın bir miktar düşük olması nedeniyle tarafların ekonomik ve sosyal durumları, ATK raporu taraflara yüklenebilecek kusur durumu, murisin yaşı, paranın alım gücü, davacıların yaşları, kazanın oluş şekli, oluşan zararın ağırlığı göz önüne alındığında, tazminatın davacıların zenginleşmesine, davalıların ise, fakirleşmesine yol açmayacak bir miktara çıkarılmasına karar vermek gerektiği-
Davalı sigorta şirketi tarafından Motorlu Kara Taşıtları İhtiyari Mali Sorumluluk Sigortası poliçesi ile teminat altına alınan aracın karıştığı kaza sonucu davacının yaralanması nedeniyle manevi tazminat talebi- Manevi tazminatın zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılması gerektiği- Taraflar arasındaki ilişkinin TTK’da düzenlenen sigorta sözleşmesinden kaynaklandığı, TTK’nın 3. ve 4. maddeleri hükmü uyarınca tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın mutlak ticari işlerden olduğundan avans faizi istenebileceği-
Uyuşmazlık, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 369 uncu maddesi uyarınca ev başkanı olan davalının yasal gözetim ve özen ödevini yerine getirmediği iddiasıyla manevi tazminat istemine ilişkindir...
Islah edilen kısım için davalı Belediye Başkanlığının zamanaşımı savunmasının kabulüne karar verilmesinin gerekip gerekmediği- Kaza tarihinde yürürlükte olan 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'na göre zamanaşımı süresinin beş yıl olduğu- Mahkemece, kaza nedeniyle oluşan bedensel zararın sebep olacağı maluliyet oranının belirlendiği tarihin, zararın öğrenilmesi kavramına bir etkisi olmadığı, bedensel zararın (yaralanmanın) gerçekleşmesi ve bu yaralanmayla ilgili tedavinin tamamlanması ile zararın kapsamının belli olduğunun kabul edilmesi gerektiği, kaza nedeniyle değişen ya da gelişen bir arızanın bulunmadığı, davaya konu olay bakımından uygulanması gereken beş yıllık ceza zamanaşımı süresinin geçtiği gibi KTK'nın 109/2 maddsinde düzenlenen ve her hâlde öngörülen on yıl olarak öngörülen sürenin de dolduğu- Davalınin, süresinde zamanaşımı def'îni ileri sürdüğü gözetilerek, bu davalı yönünden ıslah edilen kısım için davacı talebinin reddine karar verilmesi gerektiği-
Müteselsil sorumluluk esası- Tazminat hesabı- Kusur oranı- Davacı dava dilekçesinde, "müvekkilinin kusursuz olduğunu ileri sürerek zararın tamamını davalılardan müşterek ve müteselsil sorumluluk esasına göre" talep etmiş olup kazada davacının % 20, dava dışı işverenin (davaya konu inşaat şantiye yetkilisinin) % 50, davalı araç sürücüsünün ise % 30 oranında kusurlu olduğu belirlendiği- Dava müteselsil sorumluluk esasına göre açıldığından, davalıların zararın tümünden sorumlu olduğu ve davada teselsül kuralına dayanıldığı, davalıların, zararın % 80'ine isabet eden miktardan müteselsilen sorumlu olduğundan gerçekleşen zararın istek doğrultusunda tahsiline karar verilmesi gerektiği-
Trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemi- Manevi tazminatın takdirinde TBK'nın 56. maddesindeki özel haller-