Davacı tarafından malın ayıplı olduğunun tespit edildiği davada, seçimlik haklardan “sözleşmeden dönme” hakkının kullanıldığı, bunun neticesi olarak bedel iadesinin istenildiği, fazlaya ilişkin hakkını ise saklı tutmadığı, her ne kadar temyiz dilekçesinde aracın bedelinin tamamının ödendiği iddiasında bulunulmuş ise de taleple bağlılık ilkesi gereği, dava dilekçesinde istenilen bedelden fazlasına hükmedilemeyeceği, geri kalan ödeme ayrı bir dava konusu olabileceği, bununla birlikte sözleşmeden dönülmüş olması nedeniyle aracın karşı tarafa iadesine karar verilmesinin de isabetli olduğu- Karar tarihi olan 2020 yılında yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 13 üncü maddesi gereğince maktu vekalet ücretinin altında olamayacağı ancak bu yanlışlığın giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği-
Malın ayıplı olmasından kaynaklanan, malın satıcıya teslimi ile ödenen bedelin iadesi istemine ilişkin somut uyuşmazlıkta, davacının davalıdan satın aldığı aracın, 2 yıllık garanti süresi içerisinde 2 kez arızalandığı; 02.02.2017 tarihinde ortaya çıkan arızanın kesin olarak 13.04.2017 tarihinde giderilerek azami tamir süresinin aşıldığı anlaşılmakla, 6502 Sayılı Kanun'un 56/3.maddesi gereği "tüketici bu Kanunun 11 inci maddesinde belirtilen seçimlik haklarından onarım hakkını kullanmışsa, malın garanti süresi içinde tekrar arızalanması veya tamiri için gereken azami sürenin aşılması veya tamirinin mümkün bulunmadığının anlaşılması hâllerinde 11 inci maddede yer alan diğer seçimlik haklarını kullanabileceği" ifadesiyle, tüketici davacının aynı Kanunun 11.maddesinde yer alan seçimlik haklarını kullanabileceği-
Davacı, davalı ithalatçı firma tarafından ithal edilen telefonun ayıplı olmasından dolayı bedelin dava dışı 3. kişiye ödendiğini belirtmiş olup, davalı ise "telefonun ayıplı olup olmadığının belirsiz olduğunu" belirterek, telefonun ayıplı olduğu yönündeki iddiayı kabul etmediğinden, mahkemece dava konusu telefonun ayıplı olup olmadığı, bedelin iadesinin gerekip gerekmediği hususunun uzman bir bilirkişi vasıtasıyla tespit edilerek, ayıplı olduğunun tespiti halinde ise, birlikte ifa kuralı gereği dava konusu telefonun davalıya iadesine de karar verilmesi gerektiği-
Tüketiciye karşı garanti kapsamındaki sorumluluğun, bu aracı davacıya satan, aracı olan, bayi distrübütör ve üretici firma olduğu, tamiratın garanti kapsamında kalıp kalmadığının da bu kişilere karşı ileri sürülmesi gerekeceği-
Bilirkişi raporu ve ek raporda jeneratörde imalat hatası olduğuna dair herhangi bir tespit bulunmadığından, makinenin eksiksiz ve çalışır biçimde teslim edildiği anlaşılmış olup, meydana gelen arızanın davalı tarafından verilen ilk servis hizmetinden kaynaklandığından söz edilemeyeceği- 
Davacının, eldeki dava ile azami tamir süresinin aşılması nedeniyle cep telefonunun satış bedelinin davalılardan tahsilini istediği, davacının 29.02.2012 tarihinde satın aldığı cihazın 19.12.2013 tarihinde ürün kabul formu ile bayi tarafından yetkili servise gönderildiği, 13.01.2014 tarihinde telefonun yenisi ile değiştirilerek davacıya teslim edilmek üzere diğer davalıya ( bayiye ) gönderildiği ve 4077 sayılı TKHK'nun 13/3 maddesinde ve bu madde kapsamında çıkartılan Garanti Belgesi Uygulama Esaslarına Dair Yönetmeliğin 4/a maddesinde düzenlenen 20 günlük azami tamir süresi içinde davacıya teslim edilmediği anlaşılmaktadır. Mahkemece, dava konusu telefonun 19.12.2013 tarihinde servise giriş yaptığı, azami tamir süresi içerisinde 13.01.2014 tarihinde telefonun yenisi ile değiştirilerek davacıya teslim edilmek üzere bayiye gönderildiği ve burada bekletildiği, telefonun azami tamir süresinin aşılmasında davalı G... Telekomünikasyon ve İletişim Hizmetleri San. Tic. A.Ş.'nin herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığı gerekçesi ile davalı G... Telekomünikasyon ve İletişim Hizmetleri San. Tic. A.Ş yönünden davanın reddine karar verildiği, Oysa ki, Yönetmelikte belirtilen tamir süresinin aşıldığı sabit olup, bu durumdan satıcı, bayi, acente, imalatçı-üretici ve ithalatçı müteselsilen sorumlu olduğu, Hal böyle olunca ithalatçı firma olan davalı G... Telekomünikasyon ve İletişim Hizmetleri San. Tic. A.Ş yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği-
Davaya konu televizyonun arızalanmasından sonra 10.10.2012 tarihinde servise verildiği servisin televizyonun teslime hazır hale geldiğine ilişkin 01.11.2012 tarihli yazıyı 02.11.2012 tarihinde postaya verdiği, ancak adres yetersizliğinden iade geldiği anlaşılmakla öncelikle mahkemenin azami tamir süresi olan "20 iş günü" süresinin aşılıp aşılmadığı araştırılıp sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
  • kayıt gösteriliyor