4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkin davada, ; taraflara, dava konusu taşınmazlara yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde re'sen emsal celbi yoluna gidilmesi, taşınmazların, değerlendirme tarihi itibariyle, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibariyle imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili belediye başkanlığı ve tapu müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere ve değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazların değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği-
Temlik alan bakımından tazminatın dava tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte verilmesi gerektiği bu hükmün temyiz edilmemesi nedeni ile eldeki dava açısından hazine lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu- TMK’nın 1007. maddesine dayalı olarak açılan davalar kısmi dava niteliğinde olup belirlenen bedel ancak ıslah yolu ile artırılabileceğinden ve bir davada ıslah yoluna sadece bir kez başvurulabilineceğinden nedenle temyiz itirazlarının red edileceği- Arsaların bedelinin değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması zorunlu olduğu-