5510 sayılı Yasa'nın 56/2.fıkrası uyarınca boşandığı eşi ile birlikte yaşadığının tespit edilmesi nedeni ile ölüm aylığının kesilmesine ilişkin davalı Kurum işleminin iptalinin ve ölüm aylığının kesildiği tarihten itibaren tekrar bağlanmasının talep edildiği davada mahkeme tarafından; yöntemince araştırma yapılması, tarafların göstereceği tüm kanıtların toplanması, bildirilen ve dinlenilmesi istenilen tanıkların ifadelerinin alınması, davacının ve boşandığı eşinin su, elektrik, telefon aboneliklerinin hangi adreste kimin adına tesis edildiğinin saptanması, varsa çalışmaları nedeniyle resmi/özel kurum ve kuruluşlara verilen belgelerde yer alan adreslerin dikkate alınması, boşanan eşlerin 4857 sayılı Kanun hükümleri kapsamında yer almakta iseler adlarına ödeme yapılabilecek özel olarak açılan banka hesabı bulunup bulunmadığının belirlenmesi, davacının ve boşandığı eşinin kayıtlı olduğu adreslerde kapsamlı Emniyet Müdürlüğü/Jandarma Komutanlığı araştırması yapılması, tanık sıfatıyla bilgi ve görgülerine başvurulması, boşanılan eşle eylemli olarak birlikte yaşama olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediğinin, toplanan kanıtlar ışığı altında değerlendirildikten sonra elde edilecek sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
Bozma ilamında ''kabule göre de" veya "kaldı ki" gibi söz dizinleriyle başlayan, hükümdeki hatanın varlığına işaret eden, tavsiye ve yol gösterme amacına yönelik ifadeler; usul hukuku anlamında bozma niteliği taşımadığı-
Davacı Kurum'un, davalının eşine yapılan ödemelerin yersiz olduğu ve bu ödemelerden davalının da sorumlu olduğu gerekçesiyle haksız fiil hükümlerine göre zararın tahsilini talep ettiği davada, 5510 sayılı Kanun’un 56/son ve 96. maddesi, yapılan yersiz ödemelerin hak sahibi sıfatıyla ölüm aylığı almak amacıyla boşanan eşten geri alınmasını düzenlemekte olup, davacı kurum ile davalı arasında sigortalılık ilişkisi bulunmadığından ve davalının eski eşi ile Kurum arasında sigortalılık ilişkisinin kurulması, davalıya 5510 sayılı Kanun’un 56. maddesi bağlamında herhangi bir sigortalılık statüsü kazandırmadığından iş mahkemelerinin görev konusuna giren bir ihtilaf bulunmadığı, uyuşmazlığın haksız fiile ilişkin hükümlere göre değerlendirilmesi gerektiği, davanın iş mahkemesinde değil genel mahkemede görülmesi gerektiği-
Sosyal Güvenlik Kurumu'nun boşanılan eşle fiilen yaşanması sebebiyle ölüm aylığını kestiği uyuşmazlıkta, belgeye dayanmayan, üçüncü kişilerin imzalı beyanlarını içermeyen, çelişkili ve bu nedenlerle aksinin yazılı delil ile kanıtlanması gereken belge olarak kabul edilmesi mümkün olmayan rapora dayanılamayacağı- SEÇSİS sisteminde evliyken yaşanılan adresin gözüküyor olmasının, bilhassa davalının eski eşinin boşanmadan sonra söz konusu sandıkta oy kullandığının da ispatlanamadığı gözetildiğinde, birlikte yaşamayı ispata elverişli bir delil olarak kabul edilemeyeceği- Çocuğa baban eve geliyor mu diye sorulup çocuğun evet diyerek cevap verdiği yöndeki ifadeye de hukuken değer atfedilemeyeceği-
Ölüm aylığının kesilme tarihi itibarıyla yeniden bağlanması gerektiğinin tespiti istemine ilişkin davada, davacının, babasının ölümünden sonra eşinden boşandığı, ölüm aylığı almaya başladığı,  boşanmadan önce oturduğu evden taşınmayarak çocuklarıyla birlikte aynı yerde oturmaya devam ettiği, ‘eski eş ile birlikte yaşama hali’nin devam edip etmediğinin araştırılması gerektiği- 5510 sayılı Kanunun 59’uncu ve 100’üncü maddelerinde yetkili kılınan görevliler tarafından düzenlenen tutanaklarla davacı ile eski eşinin birlikte yaşamaya devam ettiğinin sabit olduğu- Boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı sabit olan hak sahiplerine gelir veya aylık tahsisi yapılmayacağı, bağlanan gelir veya aylığın kesilmesine ilişkin Kurum işleminin usul ve yasaya uygun olduğu-
İtirazın iptali istemi-
Davacının 5510 sayılı Kanunun 56/2 fıkrası uyarınca ölüm aylığını kesen davalı Kurum işleminin iptali ile aylığın kesilme tarihi itibarıyla yasal faizi ile yeniden bağlanması gerektiğinin tespiti istemine ilişkin davada, davacı aylığını Ankara ilindeki Sincan şubesinden aldığını beyan etmekte olup söz konusu banka veznesinden aylığın alınıp alınmadığı, aylığın (01.10.2008 tarihinden sonra) hangi tarihlerde hangi şubeden alındığı ilgili bankadan sorulması gerekip, buna ilişkin kayıtlar getirtilmeliyken bu yönde araştırma yapılmadan, davalı Kurum işleminin tek dayanağı olan davacının boşandığı eşi ile birlikte yaşadığına ilişkin 16.12.2010 tarihli tutanağı düzenleyen kolluk görevlilerinin beyanlarına başvurulmadan, davacının ve boşandığı eşinin tüm ikamet adreslerinin çevresinde Emniyet Müdürlüğü/Jandarma Komutanlığı aracılığıyla araştırma yapılarak komşular tespit edilerek birlikte yaşamaya dair beyanlarına başvurulmadan, “boşanılan eşle eylemli olarak birlikte yaşama” olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediği tüm açıklığıyla ortaya konulmadan, eksik araştırma ve inceleme ile karar verilmiş olmasının hatalı olduğu-
Yetim aylığının bağlanması ve iptali işlemleri, 5510 s. Kanun’un yürürlük tarihinden sonra gerçekleşmiş olduğundan bu Kanunun Geçici 1 ve 4. maddelerinin somut uyuşmazlıkta tartışma yerinin bulunmadığı-  Kurumun, davacıya bağlanan ölüm aylığının iptali ve ödenenlerin iadesine yönelik işleminin 5510 sayılı Kanun’un 56/son maddesine uygun olup olmadığı ve birlikte yaşama olgusunun yöntemince araştırılıp tespiti gerektiği-
Yetim aylığının iptaline ilişkin Kurum işleminin iptali ile kesilen aylığının kesildiği tarihten itibaren faiziyle birlikte tahsiline ilişkin davada yeterli araştırma yapılması gerektiği-
5510 sayılı Kanun'un 56/2. maddesine dayalı olarak Kurum tarafından açılan yersiz ödenen aylıkların geri alınması talebine ilişkin davalar ile hak sahibi tarafından açılan Kurum işleminin iptali ve aylık bağlanması talebine ilişkin davalarda özellikle boşanılan eşle kurulan ilişkinin "fiili olarak birlikte yaşama olgusu" kapsamında yer alıp almadığının, ilişkinin niteliğinin ve başlangıç tarihinin açıkça ortaya konulması gerekeceği-