Davanın, kira alacağının tahsili için başlatılan takibe itirazın kaldırılması ve tahliye istemlerine ilişkin olduğu; davada dayanılan ve hükme esas alınan 27.02.2015 başlangıç tarihli ve 5 yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmadığı, taraflar arasındaki kira sözleşmesinin 27.02.2015 tarihli olmakla, 6098 Sayılı TBK.nun yürürlüğe girmesinden sonra imzalanmış olduğu, bu nedenle kefaletin şartlarının 6098 Sayılı Yasa hükümlerine göre belirlenmesi gerekeceği, TBK.nun kefalet sözleşmesinde şekil şartını düzenleyen 583. maddesi “Kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azami miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmayacağı, kefilin, sorumlu olduğu azami miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi şarttır.” hükmünü içerdiği, taraflar arasındaki kira sözleşmesinde kefilin sorumlu olduğu azami miktar ve kefalet tarihine ilişkin el yazısı ile yazılmış bir ibare bulunmadığı, bu durumda TBK.nun 583.maddesinde belirtilen şekil şartlarına uyulmadan yapılan kefalet sözleşmesi geçersiz olduğundan, mahkemece davalı kefil B. hakkındaki davanın bu nedenle reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde kefil hakkındaki 'itirazın kaldırılması davasının konusu kalmadığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına' karar verilmesinin doğru olmadığı-

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, itirazın kaldırılması davasının konusu kalmadığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, tahliye davasının kabulüne karar verilmiş olup hükmün dav ...