Davacının tapudaki bedeli kabul etmediği ve muvazaa iddiasının araştırılmasını istediği, isteği mahkemece de kabul edildiği için artık davalının şarta bağlı kabulünün hukuki sonuç doğurmayacağı, şarta bağlı kabulün bu olayda ikrar da sayılmayacağı, taşınmazın paydaşlar arasında haricen ve fiili surette taksim edildiğinin, her paydaşın ayrı yerleri kullandığının, davalının satıcısının da bu yeri bağ haline getirip artezyen kuyusu açtığının, davacının yerinin de belli olduğu gerek dinlenen tanıklar gerekse keşif mahallindeki tesbitlerle sabit olduğu, böyle hallerde şufa hakkının kullanılması hem M.K.’nun 2. maddesindeki objektif iyi niyet kurallarına hem de 27.3.1957 gün 12/2 sayılı içtihadı birleştirme kararında belirlenen şufa hakkının amacına aykırı düşeceğinden bu sebeple davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulünün isabetli görülmediği-
Taraflar arasındaki “Şufa” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Manisa Asliye 2. Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 11.6. 1990 gün ve 187-317 sayılı kararının incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine,
Yargıtay 6 ...
İlgili bağlantılar