Son oturuma davalı değil, vekili ve davacı asıl iştirak edip, tarafların bizzat anlaştıklarına dair beyanda bulunmadığı, boşanma ve mali sonuçları ile çocuğun durumu hususunda da tarafların bir anlaşmaları olmadığı durumda; tarafların delillerinin TMK. mad. 166/1-2 çerçevesinde değerlendirilerek hüküm kurulması gerekirken; TMK. mad. 166/3'ün şartları oluşmadığı halde anlaştıklarından bahisle boşanma kararı verilmesinin hatalı olduğu- Mahkemece görüşüne başvurulan uzman; raporunda; çocukla anne arasında sevgi ve güvene dayanan sağlıklı bir düzen ve iletişimin kurulduğunu, çocuğun anne yanında huzurlu ve rahat olduğunu ifade etmiş; velayetin anneye verilmesinin menfaatine uygun olacağını bildirmiş olup, her ne kadar bilirkişi raporu bağlayıcı değil ise de mahkemenin bilirkişi görüşünden ayrılması için aksine ciddi sebep ve olguları bulunmadığından; müşterek çocuğun velayetinin anneye verilmesi gerektiği-
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından, velayet ve vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Mahkem ...