Davalı şirket hakkında konkordatonun tasdiki için açılan davada mahkemece davanın kabulüne ilişkin verilen 13.06.2007 tarihli birinci kararın bozulması üzerine mahkemece uyuma kararı verildiğinin, mahkemenin 16.09.2009 tarihli ikinci kararı ile davanın kabulü ile konkordatonun tasdikine karar verildiğinin, kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 19. Hukuk Dairesi'nin 05.05.2010 tarih ve 2010/535 E., 5511 K. sayılı kararı ile bozulduğunun, bu karardan sonra mahkemece 16.03.2011 tarihli kararı ile yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verildiğinin ve bu kararın 27.05.2011'de kesinleştiğinin anlaşıldığı, artık bu tarihten itibaren davalı hakkında icra takibi yapılması mümkün hale gelmiş olup, davacının icra takibinin de bu tarihten sonra 26.06.2013'te yapıldığı, öte yandan, davacının açtığı konkordatonun feshi davasında verilen fesih kararının temyizi üzerine Dairemizce de davalı hakkında konkordatonun tasdiki yönünde bir karar verilmediğinin de tespit edildiği, bu durumda mahkemece, 27.05.2011 tarihinden sonra davalı hakkında icra takibi yapılması mümkün olduğundan ve davacının icra takibinin de bu tarihten sonra olması nedeniyle işin esasına girilerek esas hakkında bir karar verilmesi gerekeceği-

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın usulden reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup ...