Kadın eş tarafından birbirinden bağımsız "boşanma ve ziynet alacağı" davalarının birlikte açıldığı, İlk Derece Mahkemesince verilen ilk kararda boşanmaya neden olan olaylarda "erkeğin sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği" gerekçesi ile tam kusurlu olduğunun belirtilerek boşanmaya karar verildiği, bu tespite karşı erkeğin istinaf kanun yoluna başvurduğu, Bölge Adliye Mahkemesince yapılan ilk incelemede erkeğin "sadakatsiz" davrandığına ilişkin itirazı incelenmeksizin hükmün 6100 sayılı Kanun’un 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasına karar verildiği, İlk Derece Mahkemesince verilen 08.04.2021 tarihli ikinci kararda ise eşlerin boşanmaya neden olan olaylardaki kusurlu davranışlarına ilişkin hiçbir tespit yapılmadan hüküm kurulması nedeniyle Bölge Adliye Mahkemesinin 01.07.2021 tarihli kararı ile 6100 sayılı Kanun’un 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasına karar verildiği, İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen üçüncü karara bakıldığında, gerçekleşip gerçekleşmediği yönünde Bölge Adliye Mahkemesince hiç inceleme yapılmadığı anlaşılan "sadakatsizlik" vakıası gözetilmeksizin boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin "birlik görevlerini yerine getirmediği, eşine hakaret ve küfür ettiği" gerekçesiyle tam kusurlu olduğu belirtilerek, ilk kararda yer almayan yeni ve farklı bir gerekçe ile hüküm kurulduğu, tüm aşamalarda erkeğin boşanmaya neden olan olaylarda tam kusurlu olduğu gerekçesiyle eşlerin boşanmalarına karar verildiği somut olayda; Özel Daire bozma kararında açıklanan nedenler ve özellikle İlk Derece Mahkemesinin 08.02.2019 tarihli kararı ile erkeğe yüklenen sadakatsizlik vakıasının gerçekleşmediği yönünde erkek eşin istinaf başvurusunun Bölge Adliye Mahkemesince "incelenmemiş" olduğu gözetilmeksizin İlk Derece Mahkemesince "sadakatsizlik" vakıası yok sayılarak hüküm kurulmuş olmasının, somut olay bazında yarattığı sonuçlar bakımından kanunun açık ihlâli niteliğinde olup bozmayı gerektirdiği- "Boşanma davalarında verilen hüküm sonucu ile gerekçenin bir bütün olduğu ve bölünemeyeceği, eldeki davada İlk Derece Mahkemesince tarafların boşanmasına ilişkin verilen 08.02.2019 tarihli ilk kararın boşanma yönünden istinaf edilmeyerek kesinleştiği dikkate alındığında erkeğin sadakatsiz davrandığı yönündeki kusurlu eyleminin de kesinleşmiş olduğu, böyle olunca direnme kararının bu değişik gerekçeyle bozulması gerektiği" görüşü ileri sürülmüş ise de, bu görüşün yukarıda açıklanan nedenlerle Kurul çoğunluğunca benimsenmediği-
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararları sonrasında; İlk Derece Mahkemesince yeniden yapılan yargılamada verile ...