İnşaat yapımının kamu düzeni ile ilgili olduğu, imar mevzuatı gereğince öncelikle inşaat yapılacak yerin imara açılması ve yetkili makamlarca inşaat yapım izni verilmesi ile yeni ruhsat alımının gerektiği, dava tarihinde bile inşaat yapılacak arsanın yapıma uygun hale gelmediği anlaşıldığından davalı yüklenicinin ruhsat alınamayan bir yere kaçak olarak inşaata başlamasının mümkün bulunmadığı, inşaatın, ruhsat alınabileceği tarihe kadar geçen süredeki gecikmelerden tarafların sorumlu tutulmalarının mümkün olmadığı, mevcut imkansızlığın geçici olduğu ve daha sonra inşaatın imara açıldığının anlaşıldığı, sözleşmenin imzalandığı tarih ile imkansızlığın ortadan kalktığı tarihler arasında geçen süre dikkate alındığında bu sürenin taraflarca katlanılabilir makul bir süre olduğu, bu nedenle başlangıçta ifa imkansızlığının bulunmadığı, ne var ki yeni oluşan imar durumuna göre sözleşmede kabul edilen yapım şeklinin mümkün olup olmadığı, yâni sözleşmede kararlaştırılan yapım şekline göre tarafların hak ve alacaklarının yeni imar durumuna göre yapılacak inşaatta haklarını ne derecede etkileyeceği hususunun incelenmesi gerektiği, mahkemece bilirkişiden alınacak bir raporla, sözleşmedeki yapım şekliyle imar durumundaki yapım şekli karşılaştırılarak, tarafların hak ve menfaati de gözetilerek akdin devamında yanların yararlarının olup olmadığının değerlendirilmesi sonucu davanın sonuçlandırılması gerektiği-

Taraflar arasındaki sözleşmenin feshi ve tazminat davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosy ...