Davalı borçlu adına çıkartılan ödeme emrinin tebliğine ilişkin belgenin bulunmadığı saptanmış ve yapılan araştırmada da tebliğ tarihi tespit edilememiş ise de, davalı-borçlu gerek icra takibine vaki itirazında, gerekse de davaya karşı savunmasında “takipten haberdar olduğunu ve süresinde itirazda bulunduğunu” ileri sürmüştür. Bu itibarla, davalı borçlu, tebliğe muttali olduğundan beyan ettiği tarih itibarı ile itirazın süresinde olduğunun kabulü gerekir. Borca itiraz tarihi dikkate alındığında, itirazın iptali davasının da süresinde açıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece işin esası hakkında inceleme yapılarak, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünü ...