Alacaklı tarafından başlatılan genel haciz yoluyla ilamsız takipte borçlu, 4077 Sayılı Kanunun 10. maddesi gereğince asıl borçluya başvurulmadan kendi aleyhine takip yapılamayacağını ileri sürerek takibin iptalini ve hacizlerin kaldırılmasını talep etmiştir. Mahkemece şikayetin reddine karar verilmiştir.
4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Yasanın 10. maddesinin 3. fıkrası "Tüketici kredisinin teminatı olarak şahsi teminat verildiği hallerde, kredi veren, asıl borçluya başvurmadan kefilden borcun ifasını isteyemez" düzenlemesini içermektedir. Bu nedenledir ki; alacaklı banka, asıl borçlu aleyhine icra takibi yapıp, takip semeresiz kalmadıkça kefilden borcun ifasını isteyemez.
Bu konudaki başvuru İİK.nun 16/2.maddesi kapsamında şikayet niteliğinde olup, icra mahkemesine süresiz başvuru hakkı bulunmaktadır.
O halde mahkemece, 4077 sayılı Kanunun 10. maddesine dayalı şikayetin İİK.nun 16/2.maddesi gereğince süresiz olarak şikayet konusu yapılabilmesi nedeni ile esası incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile işin Tüketici Mahkemelerinin görevine girdiğinden bahisle hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ :Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.
12. HD. 16.01.2014 T. E:2013/34629 , K:905
Alacaklı tarafından başlatılan genel haciz yoluyla ilamsız takipte borçlu, 4077 sayılı Kanunun 10. maddesi gereğince asıl borçluya başvurulmadan kendi aleyhine takip yapılamayacağını ileri sürerek takibin iptalini ve hacizlerin kaldırılmasını talep e ...