Kişisel hak niteliğindeki taşınmaz satış vaadi sözleşmesinden doğan hakkın, tapu kaydına işlemekle ayni etkinlik ve aleniyet kazanacağı, Tapu Kanununun 95. ve MK’nun 1009. maddeleri uyarınca beş yıl süre ile üçüncü kişilere karşı ileri sürülebileceğinden bu süre dolmadan alıcının dava açıp taşınmazını adına tescilini sağladıktan sonra, üçüncü kişiler tarafından taşınmazı satmayı vaad etmiş olan (önceki malikin) borcundan dolayı taşınmaz üzerine -satış vaadinin tapuya şerhinden sonra- konulmuş olan hacizlerin kaldırılmasını icra mahkemesinden isteyebileceği -Taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin, tapuya şerh edilmiş olsa dahi, alıcı adına tescil işlemi gerçekleşmedikçe, mülkiyetin alıcıya geçmesini sağlamadığından, tapuda malik görünen satıcının borcundan dolayı taşınmazın tapu kaydına haciz konulmasını, taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin önlemeyeceği–

Satış vaadi sözleşmesi 2.3.2001 tarihinde yapılmış ve tapuya şerh edilmiştir. Haciz ise bu tarihten sonra 3.12.2001 tarihinde konulmuştur. 5 yıllık süre içinde cebri tescil davası açılarak lehine satış vaadi verilen kişi adına tescil kararı verilmişt ...
Aynı doğrultuda