Şikayetçi vekili icra mahkemesine başvurarak; "müvekkili şirketin iş sahibi olduğu işin iki şirket tarafından adi ortaklık olarak üstlenildiğini, söz konusu adi ortaklığın müvekkili şirketin belirtilen projesinde yüklenici konumunda olup müvekkil şirketten hakediş alacaklarının doğmasının muhtemel olduğunu, dolayısıyla doğması muhtemel alacakların münferiden bir şirkete ait olmayıp adi ortaklığa ait olacağını, BK. 638/2 gereğince "Ortaklık sözleşmesinde aksine bir hüküm bulunmadıkça bir ortağın alacaklıları, haklarını ancak o ortağın tasfiyedeki payı üzerinde” kullanabileceklerini, oysa söz konusu haczin şirketin adi ortaklıktaki tasfiye payı üzerine değil doğmuş ve doğacak tüm hakediş hak ve alacakları üzerine konduğunu, bu şekliyle haciz konmasının BK.'na aykırılık teşkil ettiğini, ayrıca şirketin tasfiye payı bilinmeden müvekkili şirketçe ilgili icra dosyasına ödeme yapılmasının mümkün olmadığını" ileri sürerek, gönderilen 1. haciz ihbarnamesinin iptalini istediği, şu hale göre, üçüncü kişinin 89/1 haciz ihbarnamesine itiraz niteliğindeki bu başvurusunun 7 günlük sürede icra dairesine bildirilmesi gerektiğinden, icra mahkemesine başvurmasının hukuki sonuç doğurmayacağı-

İİK'nun 89. maddesinin 1, 2 ve 3. fıkralarına göre; “Hamiline ait olmayan veya cirosu kabil bir senetle müstenit bulunmıyan alacak veya sair bir talep hakkı veya borçlunun üçüncü şahıs elindeki taşınır bir malı haczedilirse icra memuru; borçlu olan h ...