Kredi borçlusu olan davalı şirketin tüketici sayılmayacağı gibi, dava konusu genel kredi sözleşmesi de aynı yasanın 10. maddesinde düzenlenen “tüketici kredisi” niteliğinde kabul edilemez. Bu durumda mahkemece uyuşmazlığın genel kredi sözleşmesi hükümleri uyarınca çözümlenmesi gerekirken, somut olayda uygulama yeri bulunmayan 4077 sayılı Yasanın 4822 sayılı Yasayla değişik 10/5. maddesi hükmü esas alınmak suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş olmasının bozmayı gerektireceği-

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüld ...