H.U.M.K.nun 381. ve 388. maddeleri emredici hükümlerden olup kamu düzeni amacı ile vazedildikleri, bu maddeler hükmünce kararların alenen tefhim edilmesinin gerekeceği, davanın tamamen reddine veya kabulüne dair karar tefhim edildikten sonra bundan dönülerek yeni bir hükmün kurulamayacağı, aksinin kabulünün mahkemelere güveni sarsacağı için hiç bir süretle üstün görülemeyeceği- Mahkemeler ve Yargıtay’ın ancak, İçtihadı Birleştirme Kararından sonra el koydukları benzer işlerde İçtihadı Birleştirme Kararı ile bağlı olacakları, 10.4.1992 günlü tevhidi içtihadın; münhasıran kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki bulunması, kısa karara aykırı düşen gerekçeli kararın yazılması konusu ile bağlı ve sınırlı olarak kabul edildiği- Kıyaslama yoluyla T.i İçtihatların uygulama alanını genişletmenin hukuken mümkün olmayacağı, aksinin kabulü halinde, anılan T.i İçtihatta 381. ve 388. maddelerinin yürürlüğünü koruyan ve önemini yineleyen oybirliği ile alınmış kabule aykırılık oluştur

Taraflar arasındaki “alacak” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Körfez İcra Tetkik Mercii Hakimliğince davanın kısmen kabulüne dair verilen 05.05.2000 gün ve 1999/46 E. 2000/9 K.  sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilm ...