Uyuşmazlığın taraflar arasında imzalanan Tüketici Kredisi sözleşme­sinden kaynaklandığı; davanın borçlu olunmadığının tespiti (menfi tespit) istemine ilişkin olup; icra takibinden sonra Ticaret Mahkemesine açıldığı ; bu davanın "Tüketici Kredisi Sözleşmesi" başlığıyla düzenlenen sözleş­meye dayalı olarak borçlu şirket ile kefili gerçek kişi tarafından, borçlu ticaret şirketi tarafından araç alımı için kullanılan kredi nedeniyle "borçlu olunmadı­ğının tespiti (menfi tespit)" istemiyle açılmış olduğu- Bir işlemin "tüketici işlemi" olabilmesi için de mut­laka taraflardan birinin tüketici olması ve gerçek ya da tüzel kişinin o işlemi yaparken amacının ticari ve mesleki olmaması gerektiği; her alıcı ya da kullanıcının tüketici olmadığı; kişisel ihtiyaçları dışında belirli bir meslek icrası, belirli bir üretimde kullanma, yeniden satış, ticari olarak kullanma ve bunun gibi amaçlarla alıcı olmak ya da kredi kul­lanmak da mümkün olup, bunların tüketici olarak adlandırılması yukarıda açıklanan hükümler karşısında olanaklı olmadığı- Her ne kadar taraflar arasındaki kredi sözleşmesi "Tüketici Kredisi Söz­leşmesi" başlığını taşımakta ise de, 4.6.1958 gün ve 15/6 sayılı Y.İ.B. Kararı ile 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu mad. 75 ve 76 gereğince; davada, maddi olayları açıklamak davanın taraflarına, hukuksal nitelendirilmesini yapmak ve uygulanacak yasa hükümlerini belirle­mek ve uygulamak hakime ait bir görev olduğu-

İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi'nce asıl ve birleşen davanın kabu­le dair verilen 11.03.2009 gün ve 2008/525 E. 2009/88 K. Sayüı kararın celenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi'nin 15.03.2010 gün ve ...