(Mahkemece bozma ilâmına uyularak) bilirkişi raporu alınmış olması ve bilirkişi raporu ile "imzanın davalıya ait olup olmadığı hususunda bir kanaate varılamaması" üzerine, tanıkların dinlenmesiyle birlikte davacı yararına artık usulü kazanılmış hak oluşmuş olduğu- Mahkemece aldırılan bilirkişi raporuyla bir kanaate ulaşılamayarak tanık beyanlarına başvurulduğuna göre imzanın davalıya ait olup olmadığı hususunun artık imzanın atıldığını gören tanık beyanlarına göre belirleneceği-HUMK 309 gereğince dinlenen tüm tanıkların "imzanın davalı tarafından bizzat atıldığını" gördüklerini beyan etmeleri ve tanık beyanları arasında bir çelişkinin de söz konusu olmaması karşısında, “Taahhütname” başlıklı belge altındaki imzanın davalıya ait olduğunun kabulü gerektiği- "Özel Daire bozma kararında yeterli delil değerlendirmesi yapılarak karar verilmediğinin belirtildiği, bu itibarla bozma kararının esasa ilişkin bozma olmayıp usule ilişkin bir bozma olduğu, dolayısıyla Hukuk Genel Kurulunun yapacağı temyiz incelemesinin de, bozma kararında belirtildiği şekilde delil değerlendirmesi yapılıp yapılmadığıyla sınırlı olacağı, Hukuk Genel Kurulunun uyuşmazlık konusunu aşarak mahkemeye yerine geçerek değerlendirme yapmasının mümkün olmayacağı" görüşünün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-

1. Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İstanbul 2. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin karar, davacı vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 11. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, ...