Davacı üçüncü kişi şirket ortağının oğulları olan ve borçlu şirketin kurucu ortakları borcun doğumundan önce hisselerini devrederek ortaklıktan ayrılmış olup, bir dönem borçlu şirkette ortak olmalarının ve yönetim kurulunda yer almalarının organik bağın ispatı için tek başına yeterli olmadığı, bunların yanında, borçlu şirket, 2006 yılında faaliyete geçmiş olup, davacı üçüncü kişi şirketin ise 1982 yılından bu yana faaliyet gösterdiği, kaldı ki, borçlu ile davacı üçüncü kişi şirketin faaliyet alanlarının da farklı olduğu, buna göre, mülkiyet karinesi davacı üçüncü kişi lehine olup, davanın İİK mad. 96 gereğince üçüncü kişi tarafından açılmasının ispat yükünün yer değiştirmesine neden olmayacağı, mülkiyet karinesinin aksinin davalı alacaklı tarafından inandırıcı ve güçlü delillerle ispat edilmesi gerekeceği, ne var ki, davalı alacaklı tarafından delil olarak ileri sürülen ticaret sicil kayıtları, haciz tutanağı ve nüfus kayıtlarının karinenin aksini ispata yeterli olmadığı- Kaldıki haciz sırasında bulunan belgeler de güncel de sayılmayacağı-

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonucunda Mahkemece verilen davanın reddine dair kararın davacı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairenin 27/09/2016 tarihli ve 2016/394 Esas, 2016/12630 Ka ...