Dava konusu 04.04.2017 ve 06.04.2017 tarihli hacizler, borçlu şirkete ödeme emrinin tebliğ edildiği adresten farklı olarak üçüncü kişinin ticaret sicilde kayıtlı adresinde yapılmış ise de, üçüncü kişi şirket borcun doğumundan sonra 30.01.2017 tarihinde kurulduğu gibi, üçüncü kişi şirketin hakim ortağı ..., borçlu şirketin yetkilisi iken 20.03.2017 tarihinde yetkileri iptal edilmiş olduğu- Dava konusu haciz sırasında hazır bulunan üçüncü kişi ortağı ..., borçlu şirket ve ortağı da olan borçlu ...’ün teyzesinin oğlu olduğunu, diğer üçüncü kişi şirket ortağı ...’in de borçlu ...’ün kayın biraderi olduğunu beyan ettiği; öte yandan dava konusu 04.04.2017 tarihli hacizde hazır bulunan ve muhasebeci olduğunu beyan eden ... , borçlu şirketin kapanması nedeni ile işten çıkartılan 30 işçinin üçüncü kişi şirkette çalışmaya başladığını, üçüncü kişi şirket ortaklarının da borçlu şirket eski çalışanları olduğunu beyan etmiştir ki, üçüncü kişi şirket ortağı H., haciz sırasında daha önce borçlu şirkette çalıştığını belirttiğini- Dosya kapsamındaki SGK kayıtlarının da bu beyanı destekler nitelikte olduğu; bu durumda, mahcuzların haciz sırasında üzerinde mülkiyet iddia eden üçüncü kişi şirketin elinde olduğunun kabul edilemeyeceği- O halde şikayetin kabulüne karar vermek gerekirken yazılı gerekçe ile reddine karar verilmesi doğru olmadığı gibi Bölge Adliye Mahkemesince de talebin İİK'nin 96-97 maddelerinin uygulanmasına yönelik şikayet istemine ilişkin olduğu göz ardı edilerek, açılmış bir istihkak davası varmışçasına karinenin kimin lehine olup olmadığı ve delilleri ile ilgili değerlendirme yapılması da hatalı olduğu-

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Adana 3. İcra Hukuk Mahkemesinin 07.12.2017 tarihli ve 2017/... Esas, 2017/... Karar sayılı kararıyla davanın reddine karar verilmiş, Mahkeme hükmüne karşı davacı alacak ...