Ortaklığın feshi ile tasfiyesinin ayrı ayrı hukuki işlemler olduğu; tasfiyenin bizzat mahkemece yaptırılması gerektiği- Bilirkişiler tarafından taraflar arasında düzenlenen sözleşmede belirlenen adi ortaklığın zararına ilişkin tespitin davalı şirketin ticari defter kayıtlarına uygun olmadığı belirtilerek dikkate alınmamışsa da; taraflar arasında yapılan sözleşmede vergi ve bazı giderler için karşılık ayrıldığı görülmekte olup tarafların imzası bulunan bu sözleşmedeki karşılık ayrılan maliyet hesaplarına ilişkin bedellerin tasfiyede de dikkate alınması gerektiği- Ticari defter kayıtları ile birlikte sözleşme hükümlerinde belirlenen masraflar da değerlendirilmek suretiyle davacı alacağının tereddüde mahal vermeyecek şekilde belirlenmesi için bilirkişi kurulundan rapor alınması gerektiği- Adi ortaklığın tasfiyesinde, borçlar ödendikten sonra kalan ortaklık malvarlığından önce ortaklardan herbirinin, ortaklığa verdiği avanslar ile ortaklık için yaptığı giderler ve katılım payı geri verilmesi, bundan sonra bir şey artarsa, bu kazancın payları oranında ortaklara paylaştırılması gerektiği- Davacının ortaklığa koymuş olduğu sermayenin tasfiye yapılırken ortaklık malvarlığından düşülüp sonra kazanç payı belirlenmesi gerekirken sermayeye alacağına ve kara ilişkin alacağa ayrı ayrı hükmedilmesinin isabetsiz olduğu- 

Davacı, taraflar arasında 11.5.2007 tarihin de Üsküdar 4.Noterliğinin 16677 yevmiye nolu sözleşme ile adi ortaklık sözleşmesi yaptıklarını, tarafların kurmuş oldukları ortaklık kapsamında arsa malikleri ile düzenleme şeklinde gayrımenkul satış vadi v ...