Acentenin aracılıkta bulunduğu veya akdettiği sözleşmelerden doğan uyuşmazlıklardan dolayı acenteye karşı doğrudan dava açılamayıp asaleten husumet yöneltilemeyeceğinden, acente aleyhine değer kaybının tahsili amacıyla açılan davanın husumetten reddi gerektiği-
Karşı davanın esasa cevap verme süresi içerisinde açılmadığını tespit eden mahkemenin, bu durumda davalının yalnızca karşı dava açma yetkisini kaybettiğini, davasını ayrı bir dava olarak her zaman açabileceğini göz önünde bulundurması gerekeceği, ortada harçlandırılmış bir dava dilekçesi de bulunduğundan; mahkemece, usul ekonomisi ve menfaatler dengesi gözetilerek karşı davanın, asıl davadan ayrılması ve ayrı bir esasa kaydedilerek karşı davanın esası hakkında bir karar verilmesi gerekeceği-
Alacak davası-
Satın alınan konuttaki ayıplardan kaynaklı zarar tazmini talebine-
Hüküm fıkrası taraflara yükletilen hak ve sorumluluklar ile infaza elverişlilik yönünden açık olmayıp, taraflar yönünden şüphe ve tereddüt uyandıracak nitelikte olduğundan bu yön 6100 sayılı HMK'ya açık bir aykırılık oluşturduğundan hükmün bozulması gerekeceği-
Alacak davası-
Tazminat davası-
Tazminat davasında, ekspertiz raporunda aracın ön ve arka kısmının boyalı, ve arka bagaj kapağının da sökülü olduğunun bildirilmiş olması karşısında davacının bu ekspertiz raporuna rağmen aracı dava dışı kişiden satın aldığından davalıların söz konusu ekspertiz hizmeti esnasında araçtaki hasar, boyalı, değişen parçaları göstermiş olduğu dikkate alındığında davalıların ekspertiz hizmetini ayıplı sunduğundan bahsedilemeyeceği-
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıkta mahkemece davalı yararına ortak alanlardaki eksik işlerden kaynaklanan bedele hüküm kurulurken arsa sahiplerinin sadece payları oranında talepte bulunabilecekleri nazara alınarak buna göre hesaplama yapılması gerekirken davacı aleyhine fazla bedele hükmedilmesinde isabet görülmediği-
Kendi edimini yerine getirmeyen tarafın karşı taraftan edimini ifa etmesini isteyemeyeceği- Davalı arsa sahipleri ellerinde yükleniciye ait sadece 3 daire kaldığını beyan ettiklerine göre, birlikte ifa kuralına göre, davanın kesinleşmesi halinde bu davada hüküm altına alınan, davacı arsa sahiplerinin tüm alacaklarının depo edilerek dava konusu bağımsız bölümlerin davacı yüklenici adına tesciline karar verilmesi gerektiği- Davalı arsa sahiplerinin ihtarname cevabında "yükleniciye verilmesi gereken 9 daire 1 dükkanın tapusunun davacı yüklenicinin satış yaptığı şahıslara devredildiği, davalı arsa sahiplerinin elinde yükleniciye ait 3 daire 1 dükkanın kaldığı, inşaatta eksik ve ayıplı imalatlar bulunduğu, bu eksikliklerin tamamlanması gerektiğinin" ihtaren bildirildiği, yargılama aşamasında ise davalı arsa sahiplerince "ellerinde yükleniciye ait sadece 3 daire kaldığı" iddia edildiğine göre, mahkemece bu hususta yeterince araştırma yapılmadan eksik inceleme ile düzenlenen bilirkişi raporu esas alınarak "davalı arsa sahiplerinin elinde 7 daire kaldığı, inşaattaki eksiklerin ve iskan masraflarının bu dairelerden karşılanması imkanı bulunduğu" gerekçesi ile hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.