Satın alınan konuttaki ayıplardan kaynaklı zarar tazmini talebine-
Hüküm fıkrası taraflara yükletilen hak ve sorumluluklar ile infaza elverişlilik yönünden açık olmayıp, taraflar yönünden şüphe ve tereddüt uyandıracak nitelikte olduğundan bu yön 6100 sayılı HMK'ya açık bir aykırılık oluşturduğundan hükmün bozulması gerekeceği-
Tazminat davasında, ekspertiz raporunda aracın ön ve arka kısmının boyalı, ve arka bagaj kapağının da sökülü olduğunun bildirilmiş olması karşısında davacının bu ekspertiz raporuna rağmen aracı dava dışı kişiden satın aldığından davalıların söz konusu ekspertiz hizmeti esnasında araçtaki hasar, boyalı, değişen parçaları göstermiş olduğu dikkate alındığında davalıların ekspertiz hizmetini ayıplı sunduğundan bahsedilemeyeceği-
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıkta mahkemece davalı yararına ortak alanlardaki eksik işlerden kaynaklanan bedele hüküm kurulurken arsa sahiplerinin sadece payları oranında talepte bulunabilecekleri nazara alınarak buna göre hesaplama yapılması gerekirken davacı aleyhine fazla bedele hükmedilmesinde isabet görülmediği-
Kendi edimini yerine getirmeyen tarafın karşı taraftan edimini ifa etmesini isteyemeyeceği- Davalı arsa sahipleri ellerinde yükleniciye ait sadece 3 daire kaldığını beyan ettiklerine göre, birlikte ifa kuralına göre, davanın kesinleşmesi halinde bu davada hüküm altına alınan, davacı arsa sahiplerinin tüm alacaklarının depo edilerek dava konusu bağımsız bölümlerin davacı yüklenici adına tesciline karar verilmesi gerektiği- Davalı arsa sahiplerinin ihtarname cevabında "yükleniciye verilmesi gereken 9 daire 1 dükkanın tapusunun davacı yüklenicinin satış yaptığı şahıslara devredildiği, davalı arsa sahiplerinin elinde yükleniciye ait 3 daire 1 dükkanın kaldığı, inşaatta eksik ve ayıplı imalatlar bulunduğu, bu eksikliklerin tamamlanması gerektiğinin" ihtaren bildirildiği, yargılama aşamasında ise davalı arsa sahiplerince "ellerinde yükleniciye ait sadece 3 daire kaldığı" iddia edildiğine göre, mahkemece bu hususta yeterince araştırma yapılmadan eksik inceleme ile düzenlenen bilirkişi raporu esas alınarak "davalı arsa sahiplerinin elinde 7 daire kaldığı, inşaattaki eksiklerin ve iskan masraflarının bu dairelerden karşılanması imkanı bulunduğu" gerekçesi ile hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
Önalım bedeli tensip tarihi itibariyle depo ettirilmemiş, satış tarihinden yaklaşık 9 yıl sonra yatırılmasına ilişkin depo kararı verilerek satış bedelinin değerinde meydana gelen azalmanın önüne geçilmediği, davacı tarafından aradaki fark depo edildikten sonra işin esası hakkında bir hüküm kurulması gerekirken yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmasının doğru görülmediği-
4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini istemi-
Önalım hakkını kullanan paydaşın, tapuda gösterilen «satış bedeli» ile «davalı tarafından ödenen harç ve masrafları» toplamından ibaret önalım bedelini mahkeme veznesine yatırması gerekeceği, ancak satış tarihi ile dava tarihi arasında uzunca bir süre geçmiş ise, dava konusu payın dava tarihindeki değerinin önalım bedeli olarak yatırılması gerekeceği–

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.