Mahkeme "borçlunun itirazının hangi tarihte alacaklıya tebliğ edildiği" araştırılarak, yedi günlük süre içinde alacaklı tarafından "itirazın kaldırılması"nın veya "itirazın iptâli"nin istenmiş olup olmadığının saptanması gerekeceği–
İhtiyati hacizden sonra kurulan ipoteğin ihtiyati haciz koydurmuş olan alacaklıya karşı rüçhanlı olmadığı—
İhtiyati hacze konu çekte lehdar olarak görünen borçlunun açık adresi ihtiyati haciz talep dilekçesinde belirtilmemişse de, HMK'nın 119/2. fıkrası uyarınca bu eksikliğin giderilmesi konusunda, ihtiyati haciz isteyen(alacaklı) vekiline eksikliği tamamlaması için bir haftalık kesin süre verilmesi ve bunun sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Ayni borç için borçlusu hakkında takip yapmış olan alacaklının aynı borç için mahkemeden ihtiyati haciz kararı isteyebileceği ve mahkemenin vereceği bu kararın uygulanmasına bir engel bulunmadığı–
İhtiyati tedbir konulmuş eşyalar hakkında açılacak istihkak davasına icra mahkemesinde (tetkik merciinde) değil, genel mahkemelerde bakılacağı-
Borçlu ile üçüncü kişinin hacizli malı «birlikte» ellerinde bulundurmaları halinde, 96. ve 97. maddeye göre işlem yapılacağı, 99. maddenin uygulanamayacağı (Bu durumda «istihkak davası» açmak üzere, alacaklıya süre verilemeyeceği)—
Alacaklının ihtiyati haciz kararını veren asliye ticaret mahkemesinin bulunduğu icra dairesinde icra takibi başlatmasında yasaya aykırılık bulunmadığı-
Muhatap bankanın, keşide yeri ve çek borçlularının adreslerinin Bursa olması nedeniyle "İstanbul Mahkemelerinin yetkili olmadığı" gerekçesiyle "ihtiyati haczin kaldırılmasına" karar verilmesi gerekeceği-
Davacı tarafça öncelikle sözleşmenin uyarlanması, mümkün olmadığı taktirde tazminat talep edilmiş olup, davacının ilk talebi yönünden HMK. mad. 389/1 'in koşullarının bulunup bulunmadığının tartışılıp değerlendirilmesi gerekirken davacının terditli tazminat talebinin ön plana alınarak, itirazın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı-
Alacaklı banka ile asıl borçlu şirket arasında imzalanmış bulunan genel kredi sözleşmelerine, diğer borçlular da müşterek borçlu ve müteselsil kefil olmuşlar ve işbu sözleşmeler çerçevesinde tahakkuk eden alacak tutarları için borçlulara hesap kat ihtarı gönderilmişse, hesabın kat edilmesinin, kredi sözleşmelerinden kaynaklanan alacağın muacceliyeti için yeterli olacağı ve ayrıca ihtarın tebliği şartının aranmadığı- Asıl borçluya gönderilen ihtarın, borçlunun temerrüdünün yanı sıra, TBK’nın 586. maddesinde öngörülen müteselsil kefilin takibi koşullarının gerçekleşmesi bakımından da gerekli bir unsur olduğu- Kat ihtarının alacağı muaccel hale getirdiği ve ayrıca ihtarın tebliğinin gerekmediği, TBK. mad. 586 uyarınca, borçluya gönderilen kat ihtarnamesinin sonuçsuz kalması halinde müteselsil kefiller hakkında da ihtiyati haciz talep edilebileceği gözetiilerek borçlu kefil yönünden de ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmesi gerektiği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.