Borçlu gerçek kişilerin şirket ortağı olmaları bir başına tacir olmayı gerektirmediğinden ve talepte bulunulduğu tarih itibariyle yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK 17. maddesi gereğince ancak tacirler veya kamu tüzel kişileri yetki sözleşmesi yapabileceklerinden; bonodaki yetki şartına itibar edilemeyeceği-Kambiyo senetlerinden doğan alacaklar aranacak alacaklar niteliğinde olduğundan ve bu alacaklar için 6098 sayılı TBK'nın 89/1. (818 sayılı BK'nın 73/1) hükmü uygulanamayacağından, kambiyo senedi alacaklısı, kendi yerleşim yerinde kambiyo senedine mahsus ihtiyati haciz talebinde bulunamayacağı-
Dava konusu edilmeyen bir şeyin ıslah yoluyla davaya ithaline ve dava konusu haline getirilmesine yasal açıdan olanak bulunmadığı gibi, HMK.nun 176 ve devamı maddelerinde düzenlenen ve dava prosedüründe tatbiki mümkün olan ıslah müessesesinin imzaya itiraz hakkında uygulanma olanağının olmadığı-
Mahkemece İİK'nun 266. maddesi uyarınca ihtiyati hacizlerin kaldırılması için ihtiyati haciz kararında belirtilen borç miktarı kadar, şayet güncel dosya borcu miktarı daha az ise dosya borcunun tamamı tutarında teminat alınması yeterli iken ihtiyati haciz konusu malların değeri tutarında teminatın karşılanması suretiyle ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Taşınmazların haczinden itibaren iki yıl içinde satışının istenmesi gerekeceği- Taşınmaz için gerçekleştirilen ikinci ihalede satışında alıcı çıkmazsa, satış talebinin düşeceği ve alacaklının satış düştükten sonra kalan sürede tekrar satış istemesi gerekeceği-
İhtiyati haczi kesin hacze dönüşmeyen alacaklı için, İİK. 138/IV uyarınca pay ayrılması, ihtiyati haczin hükümsüz olması halinde, sıra cetvelinde bu alacaklıya ayrılan payın haciz tarihlerine göre -varsa- diğer alacaklılara paylaştırılması, ihtiyati haczin kesin hacze dönüşmesi halinde ise, ayrılan payın bu alacaklıya ödenmesi gerekeceği—
Borçlu vekilinin 24.07.2014 tarihli talebinin kabulü ile icra müdürlüğü tarafından hacizlerin kaldırılmasından sonra, alacaklının talebi üzerine yapılan haciz işlemleri artık yeni bir haciz olup, ihtiyati hacizlerin infazının durdurulması yönündeki tedbir kararının devam ettiği süre içerisinde borçlu hakkında haciz işlemi yapılamayacağından, şikayete konu icra müdürlüğü kararları ve bu karara dayalı olarak yapılan haciz işlemlerinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
İİK'in 281/2. maddesinde, tasarrufun iptali davalarına özgü özel bir ihtiyati haciz düzenlemesinin yer aldığı, bu maddeye göre hakimin iptale tabi tasarrufun konusu olan mallar hakkında alacaklının talebi üzerine ihtiyati haciz kararı verebileceğinin hüküm altına alınmış olduğu; İİK'nın 257 ve izleyen maddelerindeki genel ihtiyati haciz kurallarından farklı olarak burada teminat alınması da zorunlu olmadığı; teminat alınıp alınmayacağını da mahkemenin takdir edeceği; şu kadar ki, davanın elden çıkarılmış mallar yerine kaim olan kıymete taalluku halinde, teminat göstermeksizin ihtiyati haciz kararı verilemeyeceği-
İhtiyati haciz kararı takip başladıktan sonra ise, ihtiyati haciz kararının takip dosyasından infazının istenmesi gerektiği gibi asıl takip dosyası yerine başka bir takip dosyasından infaz edilmesinin takip hukuku kuralları ile bağdaşmayacağı- İcra müdürlüğünün İİK hükümlerine göre işlem yapması gerekeceği, idari nitelikli Adalet Komisyonu kararı gerekçe gösterilerek yasaya aykırı olmayan talebin yerine getirilmemesinin söz konusu olamayacağı-
............... Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ...................... sayılı kararı ile alacaklının ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verildiği, alacaklının aynı tarihte icra müdürlüğüne yaptığı başvuru ile borçlunun mallarına ihtiyati haciz konulmasını istediği ve müdürlükçe ihtiyati haczin 15.9.2021’de tatbik edildi0ği, alacaklının takip talebi ile ödeme emrinin UYAP sistemine 14.9.2021 tarihinde kaydedildiği ve harçların da 29.9.2021’de yatırıldığı, borçlunun icra müdürlüğüne yaptığı başvuru ile yasal süre içerisinde takibe geçilmediğinden ihtiyati hacizlerin hükümsüz kaldığı gerekçesiyle hacizlerin kaldırılmasının istendiği, müdürlükçe sürede takip talebi verildiğinden istemin reddedildiği görüldüğünden, takip talebinin UYAP’a kaydedildiği tarih itibariyle İİK’nun 264/1. maddesine aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, İlk Derece Mahkemesi kararı yerinde olup Bölge Adliye Mahkemesince borçlunun istinaf başvurusunun esastan reddine hükmedilmesi gerekeceği-
Basit yargılama usulüne tabî olan pek çok dava ve işin sözlük anlamıyla “basit” davalar olmadığı- Nafakanın arttırılmasına ilişkin davada duruşma yapılarak inceleme yapılmasının zorunlu olduğu-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.