Borçlunun ancak, "teminat" olarak göstereceği 'nakit', 'hisse senedi', 'tahvil', 'gayrimenkul rehni', 'muteber banka kefaleti' karşılığında, "ihtiyati haczin kaldırılmasını" isteyebileceği, ancak menkul rehninin ihtiyati haczin kaldırılması için yeterli sayılmadığı-
Şikayet olunan haczinin 26.05.2005 tarihinde kesinleştiği, alacaklının iki yıllık satış isteme süresi dolmadan 09.05.2007 tarihinde Sulh Hukuk Mahkemesi'nde ortaklığın giderilmesi davası açtığı, açılan dava nedeniyle haczin düşmemiş sayılacağı, ayrıca 14.12.2006 tarihinde satış talebinde bulunulduğu, yine iki yıllık satış isteme süresi dolmadan 19.01.2009 tarihinde cüzi de olsa satış avansı yatırıldığı, bu halde 21.12.2012 tarihli sıra cetvelinin usul ve yasaya uygun olduğu-
Takip dayanağı bonolarda başka bir yer "yetkili" olarak gösterilmiş olsa dahi, ihtiyati haciz kararının alındığı yerde takip talebinde bulunabileceği–
Şikayetçinin borçlu aleyhine açtığı ve kabul ile sonuçlanan tasarrufun iptali davasının karar tarihinin, şikayet olunanın borçlu aleyhine açtığı ve tasarrufun iptali davasından önce olduğu, bu durumda şikayetçinin hacizlerinin daha önce kesinleştiği anlaşılmış olup, mahkemenin İİK’nun 100. maddesi hükmüne göre şikayetçinin sıra cetvelinde ilk sırada yer alması gerektiği düşünülmeden yazılı şekilde yanılgılı gerekçeyle hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
İİK'nın 265. maddesinde ihtiyati hacze itiraz nedenleri sınırlı olarak sayılmış olup, bunların kararın dayandığı sebepler, teminat ve mahkeme yetkisi olarak belirtildiği, İİK'nın 265. maddesinde sayılan nedenlere dayanmayan ve özellikle iflas ertelenmesi dosyasından verilen ihtiyati tedbir kararının ihtiyati haciz istenmesine engel olduğuna ilişkin bir düzenleme bulunmadığı-
Davalının çekin hile ile elinden alındığına dair itirazın İİK'nın 256. maddesinde sayılan ihtiyati hacze itiraz sebeplerinden olmadığı-
Borç, ihtirazi kayıtla ödenmiş olduğundan, menkuller üzerindeki haciz kalkmış olsa dahi, dava ödenen bedel üzerinden devam edeceğinden, yargılamaya devam edilerek, deliller toplanıp işin esasına girilmesi ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, ortada istihkak iddiasına konu menkul haczi bulunmadığından bahisle, yazılı olduğu şekilde davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı-
Davalı işverence ihtarname ile davacının Bölge Müdürüne karşı tehdit ve hakaret suçlarını işlediği, bu hususta Cumhuriyet Başsavcılığına şikayette bulunulduğu, iş sözleşmesinin haklı sebeple feshedildiği davada; davacı hakkında tehdit ve hakaret suçlarından açılan ceza davası sonucunda, delil yetersizliği sebebiyle beraat kararı verildiğinden, ceza mahkemesi kararının hukuk hâkimini bağlamayacağının göz önünde bulundurulması gerektiği- Davalı tarafından iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiği ispatlanamadığından, davacının kıdem ve ihbar tazminatlarına hak kazandığı kabul edilerek anılan alacaklarının hüküm altına alınması gerektiği-
Mirasbırakan hakkında alınan ihtiyati haciz kararına dayanılarak, ihtiyati haciz kararını vermiş olan mahkemenin yargı çevresindeki icra dairesinde, mirası red süresi içinde de, mirasçılar hakkında icra takibi yapılabileceği-
İhtiyati hacizlerin kesin hacze dönüştüğü tarihin itirazın iptali davasının hükme bağlandığı tarih olduğu, sıra cetveline esas alınan ihtiyati hacizlerin hangi tarihte kesinleştiği hususunun, itirazın iptali dosyaları incelenerek belirlenmesi gerekeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.