Şikayetçinin borçlu aleyhine açtığı ve kabul ile sonuçlanan tasarrufun iptali davasının karar tarihinin, şikayet olunanın borçlu aleyhine açtığı ve tasarrufun iptali davasından önce olduğu, bu durumda şikayetçinin hacizlerinin daha önce kesinleştiği anlaşılmış olup, mahkemenin İİK’nun 100. maddesi hükmüne göre şikayetçinin sıra cetvelinde ilk sırada yer alması gerektiği düşünülmeden yazılı şekilde yanılgılı gerekçeyle hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
İİK'nın 265. maddesinde ihtiyati hacze itiraz nedenleri sınırlı olarak sayılmış olup, bunların kararın dayandığı sebepler, teminat ve mahkeme yetkisi olarak belirtildiği, İİK'nın 265. maddesinde sayılan nedenlere dayanmayan ve özellikle iflas ertelenmesi dosyasından verilen ihtiyati tedbir kararının ihtiyati haciz istenmesine engel olduğuna ilişkin bir düzenleme bulunmadığı-
Davalının çekin hile ile elinden alındığına dair itirazın İİK'nın 256. maddesinde sayılan ihtiyati hacze itiraz sebeplerinden olmadığı-
Borç, ihtirazi kayıtla ödenmiş olduğundan, menkuller üzerindeki haciz kalkmış olsa dahi, dava ödenen bedel üzerinden devam edeceğinden, yargılamaya devam edilerek, deliller toplanıp işin esasına girilmesi ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, ortada istihkak iddiasına konu menkul haczi bulunmadığından bahisle, yazılı olduğu şekilde davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı-
Davalı işverence ihtarname ile davacının Bölge Müdürüne karşı tehdit ve hakaret suçlarını işlediği, bu hususta Cumhuriyet Başsavcılığına şikayette bulunulduğu, iş sözleşmesinin haklı sebeple feshedildiği davada; davacı hakkında tehdit ve hakaret suçlarından açılan ceza davası sonucunda, delil yetersizliği sebebiyle beraat kararı verildiğinden, ceza mahkemesi kararının hukuk hâkimini bağlamayacağının göz önünde bulundurulması gerektiği- Davalı tarafından iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiği ispatlanamadığından, davacının kıdem ve ihbar tazminatlarına hak kazandığı kabul edilerek anılan alacaklarının hüküm altına alınması gerektiği-
Mirasbırakan hakkında alınan ihtiyati haciz kararına dayanılarak, ihtiyati haciz kararını vermiş olan mahkemenin yargı çevresindeki icra dairesinde, mirası red süresi içinde de, mirasçılar hakkında icra takibi yapılabileceği-
İhtiyati hacizlerin kesin hacze dönüştüğü tarihin itirazın iptali davasının hükme bağlandığı tarih olduğu, sıra cetveline esas alınan ihtiyati hacizlerin hangi tarihte kesinleştiği hususunun, itirazın iptali dosyaları incelenerek belirlenmesi gerekeceği-
Kira alacağının tahsili amacıyla başlatılan takibe itirazın kaldırılması, tahliye istemine ilişkin davada İİK. mad. 269/d’nin göndermesi ile İİK. mad. 70’in de uygulanmasının gerektiği ve bu madde gereğince icra mahkemesinin itirazın kaldırılması hakkındaki talep üzerine iki tarafı davet ettikten sonra 18. madde hükmüne göre karar vereceğinin düzenlendiği, yargılamanın tahkikat duruşması açılmadan yapılmasının usul ve yasaya aykırı olacağı-
Menfi tespit davası açılmasının, İİK. mad. 257/1 uyarınca ihtiyati haciz kararı verilmesine engel olmadığı; İİK. mad. 257/2'de yer alan koşulların muaccel değil, müeccel (doğacak) alacaklar için aranması gerektiği- Borçluların talep dışı şahsın alacaklı Bankadan çekmiş olduğu kredinin müşterek borçlu ve müteselsil kefili oldukları gözönünde bulundurularak, talep hakkında TBK. mad. 586 koşullarının oluşup oluşmadığının değerlendirilmesi gerekirken mahkemece "ihtiyati haciz talebinin reddine" karar verilmesinin hatalı olduğu-
(01.07.2012 tarihinden önce düzenlenen) ipotek senedinde yer alan kefalet kaydının geçerli olduğu- İtirazın iptali davasında, takip tarihi itibariyle davacının alacaklı olduğu miktar ve kefalet limiti gözetilerek bir karar verilmesi gerektiği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.