Uyuşmazlık ve Hukuki NitelendirmeUyuşmazlık, 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacı işçinin, kadroya geçişte düzenlenen belirsiz süreli iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin tespiti, hüküm altına alınan alacakların hesap yöntemi, faiz başlangıç tarihleri ve ikramiye alacağına uygulanacak faiz türü hususundadır...
22. HD. 19.02.2019 T. E: 2018/14667, K: 3766-
Davacı işçinin mesai saatleri dışında davalı işverenin iznini almadan kendi nam ve hesabına iş yaptığı ve böylece işverenin güvenini kötüye kullandığı, davacının bu davranışının, İş Kanunu 17/11. maddesinde sayılan haklı fesih nedenini oluşturacağı, bu durumda ihbar ve kıdem tazminatı isteklerinin reddine karar vermek gerekeceği-
HMK'nun 272. maddesinde "...Hâkimler hakkındaki yasaklılık sebeplerinden biri, bilirkişinin şahsında gerçekleşmişse, mahkeme, hüküm verilinceye kadar, her zaman bilirkişiyi re'sen görevden alabileceği gibi, bilirkişi de mahkemeden, görevden alınma talebinde bulunabilir..." şeklinde düzenlemeye yer verilmiş bulunduğu, söz konusu düzenlemeye göre mahkemece yeni bir bilirkişi tayin edilmesi yerine davanın tarafları ile arasında husumet bulunduğu anlaşılan bilirkişinin raporuna itibar edilerek karar verilmesinin hatalı olduğu-
Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; somut olayda, imzasız ücret bordrolarında “birim ücret 1.800.00TL” olarak belirtilen ücretin, davacının ücretinin net tutarını mı yoksa brüt tutarını mı ifade ettiği ve ücret miktarının belirlenmesi için bu hususun taraflardan sorulmasının gerekip gerekmediği-
Sendikal tazminat alacağının, geçersiz olduğu belirlenen fesih tarihindeki ücret kabul edilerek hesaplanması gerekirken davacının işverence işe başlatılmadığı tarihindeki ücretin esas alınarak hesaplanmasının hatalı olduğu- İşçi, fiilen işe gitmediği takdirde, herhangi bir gelir kaybı olmadığı gibi, yararlanamadığı yol yardımını ikame edecek bir harcama yapmak zorunda da olmadığından, işverence sağlanan servis yardımının parasal karşılığının boşta geçen süre ücretine ilave edilmesinin isabetli olmadığı-
22. HD. 05.02.2019 T. E: 2017/20107, K: 2318-
Kurum’a davalıların bir kısmı tarafından yapılan bildirimlerin varlığı nedeniyle hakdüşürücü süreden bahsedilemeyeceği göz ardı edilerek, yetersiz tanık beyanlarıyla fiili çalışmanın varlığı yöntemince araştırılmadan, 2000 -2005 tarih aralığında davalıların işyeri adresinde başkaca kayıtlı işverenlerin olduğu ve aralarındaki organik bağ yeterince araştırılmadan eksik inceleme ile karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedeni olduğu- Mahkemece, dava konusu işyerinin 2000-2005 tarih aralığında kimin veya kimlerin adına kayıtlı olduğu araştırılıp davaya dahil edilerek, davalı işyerine ait dava konusu dönemi kapsar dönem bordro tanıklarını ayrıntılı şekilde dinlemek ve gerektiğinde Kurumdan sorulmak suretiyle veya zabıta araştırması ile tespit edilecek komşu işyerlerinin işverenleri veya bu işverenlerin resmi kayıtlarına geçmiş çalışanların beyanlarına da başvurmak suretiyle davacının çalışmalarının yer ve zaman olarak somut olgular çerçevesinde açıklığa kavuşturularak davanın nitelikçe kamu düzenini ilgilendirdiği nazara alınıp araştırma genişletilerek tüm deliller birlikte değerlendirilip,sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Zamanaşımının alacak hakkının belli bir süre kullanılmaması yüzünden “dava edilebilme” niteliğinden yoksun kalınmasını ifade ettiği- Alacağın salt zamanaşımına uğramış olmasının, onun eksik bir borca dönüşmesi için yeterli olmadığı, bunun için borçlunun, kendisine karşı açılmış olan alacak davasında alacaklıya yönelik bir def'ide bulunması gerektiği- Eser sözleşmesinin yüklenicinin bir eser meydana getirmesi, iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşme olarak nitelendirildiği- Taşınmaz mülkiyetinin devrini amaçlayan sözleşmelerin geçerli olmasının resmî şekilde düzenlenmiş bulunmalarına bağlı olduğu, bu nedenle taşınmazların harici, başka bir deyişle resmî şekle uyulmaksızın satışının geçersiz olup bu şekilde yapılmayan sözleşmelerin mülkiyetin nakli sonucunu doğurmadığı- Geçersiz sözleşmelerde taraflar sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde verdiklerini iade ile yükümlü iseler de, harici taşınmaz satış sözleşmelerinde satıcının kararlaştırılan şekilde tapuda ferağ vermeye yanaşmayıp ifayı da imkânsız hale sokacak şekilde taşınmazı üçüncü kişiye devretmesi halinde alıcının ferağ ümidinin son bulduğu tarihten itibaren 10 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde sözleşme bedelinin iadesini isteyebileceği-
Kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, sendikal tazminat ile fazla mesai ücreti ve ücret alacaklarının ödetilmesine-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.