Davalı 25.12.2009 tarihinde davacının kıdemine göre 6 haftaya tekabül eden 42 günlük ihbar öneli verdiklerini, sürenin sonu olan 04.02.2010 tarihinde sözleşmesinin feshedileceğini davacıya ihbar etmiş olup, önel gün verilerek yapıldığından tebliğin yapıldığı günün hesaba katılmayacağı, 42 günlük sürenin 05.02.2010 tarihinde dolacağı; 4721 sayılı TMK 2. maddesine göre herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorunda olduğundan, bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni himaye etmeyeceğinden sadece kullandırılmayan bir günlük ihbar öneli alacağının hüküm altına alınması gerekeceği-
Hizmet alım sözleşmesinden kaynaklanan muarazanın giderilmesi istemi- Davalı işveren aleyhine işçiler tarafından gerek kıdem ve ihbar gerekse de iş kazası nedeniyle tazminat davaları açıldığı sabit olduğuna göre, davacının kıdem ve ihbar tazminatlarının tamamından, iş kazalarından kaynaklanan tazminatlardan da kusuru nispetinde sorumlu olduğu davalar sonucunda teminat miktarından arta kalan kısmın istirdat davası açılarak tahsil edilebileceği gözetilerek muarazanın bu şekilde giderilmesi gerektiği-
Davalı tarafça davacının yıllık izin alacağının tamamının ödendiği anlaşılmakla mahkemece yıllık izin alacağının bir kısmının kabulü yönünde hüküm kurulması, yine yıllık izin alacağı dava açıldıktan sonra davacıya ödendiğinden ödenen miktar yönünden (ödenen miktar talep edilen miktardan fazla olduğundan talep edilen 1.000,00 TL yönünden) karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken bu kısmının da reddi yönünde hüküm kurulmasının hatalı olduğu -
Mahkemece tanık beyanları ile hesaplanan fazla mesai, ulusal bayram ve genel tatil ve hafta tatili ücret alacaklarında takdiri indirim yapılması yerindeyse de yapılan takdiri indirim hakkın özünü etkileyecek şekilde fazla olmaması gerekeceği-
Kararın gerekçesinde, bilirkişi raporunun hesaplamasına göre karar verildiğinin belirtilmesine rağmen farklı hesaplamaya göre hüküm kurulması gerekçeli karar ile hüküm özeti arasında çelişkiye yol açtığından hükmün bozulması gerektiği-
Davalı tarafından sunulan, davacının imzasını havi ve davacı tarafından imza inkarında bulunulmayan, hile, tehdit ve ikrah yoluyla imzalatıldığı davacı tarafından ispat edilemeyen, fazla çalışma ücreti, genel tatil ücreti ve hafta tatili ücreti alacakları açısından davalı savunması ile çelişmeyen, iş sözleşmesinin feshinden sonra imzalanan ve tüm bu nedenlerle geçerli olan ibra sözleşmesi (ibraname) gereği, fazla çalışma, genel tatil ve hafta tatili ücreti taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiği- Davacı vekiline ıslah dilekçesini açıklaması, hangi alacağı ne miktarda arttırdığını açık bir şekilde belirtmesi için süre verip sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Mahkemece, özel ve kamu bankası ayrımı gözetmeksizin, taraflarca bildirilen bankalardan mevduata fiilen uygulanan en yüksek faiz oranları değerlendirilerek kıdem tazminatı, asgari geçim indirimi ile fazla çalışma ücreti alacağı yönünden bilirkişiden ek rapor alınarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesinin gerekeceği-
7. HD. 12.04.2016 T. E: 2015/6808, K: 7958-
22. HD. 11.03.2019 T. E: 2016/1092, K: 5643-
Hükmü temyiz etmeyen alt işverenler yönünden bozma sebeplerine göre davanın reddine karar verilmesinin usuli kazanılmış hak ilkesinin ihlali mahiyetinde olduğu-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.