22. HD. 16.10.2018 T. E: 2017/15630, K: 22327-
Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; somut olayda, toplu iş sözleşmesinden faydalanmaya başlayan davacı işçinin çıplak ücretinin, daha sonra yürürlüğe giren toplu iş sözleşmesi hükümleri ile düşürülüp düşürülemeyeceği; buradan varılacak sonuca göre davacı işçinin fark alacaklara hak kazanıp kazanmadığı- Direnme kararını temyiz eden davalı aleyhine hükmedilen ve uyuşmazlık konusu olan toplam 2.073,95TL alacağın açık biçimde direnme kararının verildiği 22.08.2019 tarihinde geçerli olan 3.200TL tutarındaki temyiz edilebilirlik sınırının altında olduğu-
Davacı tarafından birlikte istihdam, geçici iş ilişkisi, işyeri devri, iş sözleşmesi devri ya da muvazaa veya tüzel kişilik perdesinin kaldırılmasını gerektiren başkaca durumların iddia edilmediği, bu halde sırf yönetim kurulu başkan ve üyeleri ile ortaklarının bir kısmının aynı olması ve holding-yavru şirket ilişkisinin bulunması davalı şirketin de davacının taleplerinden sorumlu olduğunu sonucunu doğurmayacağı, dosya kapsamındaki belgelere göre yargılama sırasında davacının işvereninin dava dışı şirket olduğu anlaşılmasına rağmen, davacı tarafından maddi hataya dayalı bir taraf hatası yapıldığı ileri sürülerek dava dışı bu şirketin davaya dahil edilmesinin de istenmediği, şu halde davanın husumet sebebiyle reddi gerekirken bunun yapılmayarak dava hakkında karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
7. HD. 20.04.2016 T. E: 14363, K: 8705-
Hakkın kötüye kullanılması konusunda değişmez ilkeler belirlenmesi mümkün görülmediğinden içtihatları birleştirmeye gerek olmadığı-
6644 sayılı Kanun'un 4. maddesi ile HMK'nın 109/2. maddesi yürürlükten kaldırılmış olup, anılan yasal değişiklikte, yürürlükten kaldırılan maddenin zaman bakımından uygulanması ile ilgili bir düzenleme bulunmadığından, usul kanununda yapılan değişikliğin derhal uygulanması gerekeceği-
22. HD. 19.02.2019 T. E: 2018/2995, K: 3708-
Fesih hakkının doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışın diğer tarafça öğrendiği tarihten itibaren altı iş günü içinde kullanılmasının gerekeceği- 4857 sayılı Yasanın 26 ncı maddesinde öngörülen altı iş günlük ve bir yıllık süreler ayrı ayrı hak düşürücü nitelikte olduğu- Hak düşürücü sürenin niteliğinden dolayı taraflar ileri sürmese dahi, hâkimin resen dikkate almak zorunda olduğu-
HMK mad. 177/2'de, ıslahın, sözlü veya yazılı olarak yapılabileceği, karşı taraf duruşmada hazır değilse veya ıslah talebi duruşma dışında yapılıyorsa, bu yazılı talep veya tutanak örneğinin, haber vermek amacıyla karşı tarafa bildirileceği belirtildiğinden, davacı tarafından sunulan ıslah dilekçesi davalı vekiline tebliğ edilmeksizin, dava konusu alacaklar hakkında karar verilmesi, yukarıda açıklanan Anayasa ve Kanun maddelerine aykırı olduğu-
Feshin geçersizliğine ve işe iadesine-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.