Davacının, davalıya ait takside şoförlük yaparak çalıştığı ve taksicilik işinin esnaflığa müsait işlerden olduğu dikkate alınarak davalı işyerinin esnaf işletmesi olup olmadığının araştırılıp, buna bağlı olarak görev hususunun düşünülmesi gerektiği-
22. HD. 04.10.2018 T. E: 2017/30349, K: 21096-
22. HD. 09.10.2018 T. E: 2015/33870, K: 21480-
Rücuen tazminat istemi-
Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 165/1. maddesinde “Bir davada hüküm verilebilmesi, başka bir davaya, idari makamın tespitine yahut dava konusuyla ilgili bir hukuki ilişkinin mevcut olup olmadığına kısmen veya tamamen bağlı ise mahkemece o davanın sonuçlanmasına veya idari makamın kararma kadar yargılama bekletilebilir.” şeklinde düzenleme olduğu; somut olayda davalının takas def'ine konu ettiği alacakların işçiye ödenme şekil ve türlerine göre farklı olduğu ve bu konuda ayrı bir davada bunların davacıdan tahsili yoluna gittiği görüldüğü; mükerrer bir ödemeye sebep olmaması, işçiye yapılan ödemelerin davalı tarafından ayrı bir davaya konu edilmesi karşısında davalının süresine ileri sürdüğü takas definin değerlendirilebilmesi için ayrı mahkemede açılan bu davanın bekletici mesele yapılmasının hukuka uygun olacağı-
22. HD. 07.02.2019 T. E: 2018/15981, K: 2839-
Hafta tatillerinde çalışma olduğuna dair davacı tarafından sunulan bir yazılı delil olmadığı gibi tanıklar da Libya ülkesinde cuma gününün resmi tatil olduğunu bildirmiş ve davacının cuma günleri tatil yaptığı konusunda davacı tanıklarından birinin 15 günde bir, diğerinin hiç tatil yapmadığı şeklindeki çelişkili beyanları, davalı tanıklarının ise cuma günü tatil yaptığı şeklindeki beyanları karşısında davacının hafta tatili alacağını yeterli ve inandırıcı delillerle ispat edemediğinden, bu isteğin reddi gerekeceği- Dava ve ıslah dilekçesinde, kıdem tazminatı dışındaki diğer alacaklara kanuni faiz talep edilmesine rağmen, mahkemece talebi aşılarak bütün alacak taleplerine en yüksek banka mevduat faizine hükmedilmesinin isabetsiz olduğu-
Dosyaya sunulan davacının tanık olarak dinlendiği mahkemede alınan beyanında, davalı işyerinde dini bayramların yarısında çalışıldığını, diğer tatil günlerinin ise tamamında çalışıldığını beyan ettiği görüldüğünden, davacının (diğer) mahkeme huzurunda yeminli tanık sıfatıyla vermiş olduğu bu beyanının kendisini bağlayacağı ve bu beyanı gözetilerek hesaplama yapılıp çıkacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği- Dosyada bulunan bazı aylara ait imzalı bordrolarda fazla çalışma ücreti tahakkuku ve ek kazanç tahakkuku bulunduğu görülmekte olup, bordrolarda “ek kazanç” adı altında görünen tahakkukların fazla çalışma ya da ulusal bayram genel tatil ücreti karşılığı olup olmadığı değerlendirilerek, fazla çalışma ya da ulusal bayram genel tatil ücreti karşılığı olduğunun anlaşılması halinde “ek kazanç” adı altında tahakkuk bulunan ve ihtirazi kayıt içermeyen aylar bakımından hesaplama yapılmaması, yine fazla çalışma ücreti tahakkuku bulunan aylar bakımından da hesaplama yapılmaması, zamlı tahakkuk bulunan bu ayların bordroların tetkiki ile tespiti ve hesaplamalarda dışlanması gerektiği-
Davacı dava dilekçesinde teşvik ikramiyesi talebinde bulunmadığı gibi, teşvik ikramiyesinin, İş Kanununun 14. maddesinin onbirinci fıkrasında yer alan geniş anlamdaki ücret kavramına dahil olmadığı, bu nedenle hükme esas alınan bilirkişi raporunda nazara alınan teşvik ikramiyesinin, kıdem tazminatına esas alınan ücrete ilave edilmesi olanağının bulunmayacağı-
Asıl işveren davacı bakanlığın davalı şirketler tarafından çalıştırılan işçinin açmış olduğu dava sonrasında ödemek zorunda kaldığı miktarın rücuen tahsili istemi-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.