Mahkemece, saptanan kesin haciz tarihlerine göre sonucundan sadece davacının yararlanacağı şekilde sıra cetvelinin düzenlenmesi için bir karar verilmesi ve yeni sıra cetvelinin hangi ilkelere göre düzenleneceğinin gösterilmesi gerekirken, asıl davada bozmayla oluşan kazanılmış hakları ve daha önce kesinleşen hacizlere ilişkin hakları ihlal edecek şekilde, hangi ilkelere göre düzenleneceği belirtilmeden sıra cetvelinin iptaline karar verilmesinin doğru olmadığı-
Tasarrufun iptali davalarının tasarruf tarihinden itibaren 5 yıllık hak düşürücü süre içinde açılacağı, söz konusu sürenin hak düşürücü süre olup mahkemece re’sen nazara alınması gerekeceği-
İİK'nun 206. maddesinde yazılı bulunan "iflâsın açılmasından önceki bir yıl" ifadesiyle belirlenen sürenin, iflâsın ertelenmesinde "erteleme kararının verildiği tarihten önceki bir yıl" olarak kabulü gerekeceği–
Borçlunun mühletten önce doğan borçlarını, mahkemece tasdik edilen konkordato projesinde öngörülen ödeme planı çerçevesinde ödemek imkânına kavuşacağı, bu itibarla konkordatonun, borcun yenilenmesini gerektirmemekte, ancak ödeme şekil ve şartlarında önemli değişiklikler meydana getireceği, bu değişikliğin şeklini ve içeriğini, asliye ticaret mahkemesince tasdik edilerek kesinleşen konkordato ödeme projesinin belirleyeceği, bu açıklamalara göre borçlunun, mühletten önce doğan borçları için artık takip edilmemekte ve borçlarını ödeme konusunda fevkalâde elverişli bir hukuki statüye kavuşacağı, bu bağlamda belirtmek gerekir ki, mühletten sonraki dönemde komiserin onayı olmadan borçlunun üstlendiği borçların da konkordatoya tâbi olacağı-
Fesih nedeniyle cezai şart istenebilmesi için; feshin, haklı ve hukuka uygun olması zorunlu olduğu- Temerrüt nedeniyle tahliye davası açma koşullarının bulunması durumunda bile, mahkeme kararı ile tahliye ilamı alınmadığı sürece akdin sona erdiğinden söz edilemeyeceği-
6183 s. K. mad. 79 gereğince açılan itirazın iptali ve alacak istemine ilişkin davada, haciz ihbarnamesinin taşınmaz kira sözleşmesi ile patent hakkının kiralanmasına ilişkin hak ve alacaklara ilişkin olduğu ve bi lirkişi raporundan davalının dava dışı vergi borçlusuna anılan sözleşmeler gereğince borcu bulunmadığının tespit edilmiş olduğu- 6183 sayılı Yasanın uygulanmasından doğan her türlü davalar için avukatlık ücreti tutarı maktu olarak belirleneceği-
Mahkemece şikayet olunanların alacaklarının diğer malların satışından karşılanıp karşılanmadığı hususunda dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılması ve Vergi Dairesinin alacağı yönünden 213 sayılı Yasa’nın 10 ve 6183 sayılı Yasa’nın 35 ve mükerrer 35. maddesi çerçevesinde değerlendirme yapılmak suretiyle bir karar verilmesi gerekirken, bu hususların gözardı edilerek eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesinin hükmün bu nedenle bozulmasına sebep olacağı-
Ödeme emrinin iptali istemi-
İcra mahkemesince (tetkik merciince) -6183 sayılı yasa uyarınca kamu alacağından dolayı haczedilen mallar hakkında açılan istihkak davasına bakılarak, «görevsizlik kararı» yerine davanın esası hakkında karar verilmiş ve bu karar temyiz edilmeksizin kesinleşmiş ise, daha sonra icra mahkemesince (tetkik merciince) «tavzih talebi hakkında verilen kararın temyiz üzerine, önce verilen karar Yargıtayca -«görevin, kamu düzeniyle ilgili olduğu» gerekçesiyle- bozulabilir mi?–
İflasın ertelenmesi kararı üzerine borçlu aleyhine 6183 Sayılı Kanuna göre yapılan takipler de dahil olmak üzere hiçbir takip yapılamayacağı ve evvelce başlamış takiplerin de duracağı-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.