İİK. mad. 106 ve 110 uyarınca, haciz tarihinden itibaren taşınırların bir yıl, taşınmazların ise iki yıl içinde «satış masrafı» verilerek (İİK. mad. 59) satışlarının istenmemiş olması halinde, haczin düşeceği—
Mahkemece şikâyetçinin alacağının akitten kaynaklanması nedeniyle 6183 sayılı Kanunu’n 21. maddesindeki iştirak kapsamına girmediği gerekçesiyle şikâyetin reddine karar verilmiş olmasında yasaya aykırı bir yön bulunmadığı-
12. HD. 02.11.2021 T. E: 4348, K: 9550-
Yargılamaya konu prim alacağı 1997 ila 1998 devresinde tahakkuk ettirilmiş ve gecikme zammının bu tarih itibariyle başlatılmış olması karşısında, anılan devrede yürürlükte bulunan 506 sayılı Kanunun 80. maddesi uyarınca, kurum alacaklarının tahsilinde gözetilecek zamanaşımı süresinin 6183 sayılı Kanunun 102. maddesi uyarınca 5 yıl olarak belirlenmesi gerekeceği-
Vergi dairesince «satışı yapılan taşınmazın onbeş gün içinde tahliye edilmesi» için gönderilen «tahliye emri»ne karşı icra mahkemesine şikayet edilemeyeceği, idari yargı yerine başvurulması gerekeceği–
“….. tic ltd. şirketi” hakkında verilen…. tarihli tedbir ara kararının gerçek kişi olan takibin borçlusu …. yönünden sonuç doğurmayacağı; ayrıca iflasın ertelenmesi kurumunun, gerçek kişiler hakkında uygulanmayacağı-
Elektrik abonesi olan davalının adına tahakkuk eden elektrik bedelinden gecikme cezası ve bunun KDV’si ile takipten sonra işleyecek reeskont faizinden sorumlu olduğu–
SGK Başkanlığı tahsilât memuru tarafından muhatabın eşinin önüne bırakılmak suretiyle yapılan ödeme emri tebligatları geçerli olmadığından, ihtiyati haczin de kesin hacze dönüşmediği ve hacze iştirak edemeyeceği, bu yön gözetilmeksizin verilen mahkeme kararının hükmün bu nedenle bozulmasına sebep olacağı-
Borçlunun iflas etmiş olması halinde, dava dilekçesinin bir örneğinin iflas idaresine gönderilerek, davaya dahil edilmesi gerekeceği-
Haciz tarihinde takipte taraf olmayan 3. kişi adına kayıtlı olan taşınmazın borçlunun borcu için haczinin mümkün olmayacağı, uyuşmazlığa konu tescil kararı hacizden sonra verilip kesinleştiğinden taşınmazın, haciz şerhi ile birlikte 3. kişilere intikal edeceği, bu durumun, TMK mad. 1023'te tanımlanan 'tapuya güven ilkesinin' de doğal bir sonucu olduğu, sonuç itibari ile, haciz tarihinde borçlu taşınmazın hissedarı olduğundan ve haciz tarihinden önce davacı ve diğer mirasçılar lehine verilmiş ve kesinleşmiş bir tapu iptal ve tescil kararı bulunmadığından konulan haczin yasaya uygun olduğu-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.