Alacaklı vekilinin talebi üzerine, borçlunun taşınmazı üzerine İİK.nun 150/c maddesi şerhi konulmasından sonra, borçlunun haczin kaldırılmasına yönelik yaptığı şikayetin, söz konusu şerhi tapu müdürlüğüne doğrudan yazı ile koyan icra dairesinin bağlı olduğu icra mahkemesince inceleneceği-
K. taktirine itirazın «şikayet» niteliğinde olduğu, taraflar duruşmaya gelmeseler dahi icra hakiminin mevcut deliller doğrultusunda karar vermesi gerekeceği (bu durumda «davanın açılmamış sayılmasına» karar verilemeyeceği)–
Menkul rehninin paraya çevrilmesi yolu ile takiple ilgili rehinli araç hakkında borçlunun haciz ve yakalama kararının kaldırılması talebi ile icra mahkemesine başvurduğu, icra takibi rehinin paraya çevrilmesi yoluyla olup, takip şekline göre haciz safhası olmadığından ve icra müdürlüğünce yapılmış bir haciz işlemi bulunmadığından, haczin kaldırılması isteminin konusunun olmadığı, İ.İ.K.’nun 150-d hükmüne göre takibin kesinleşmesi beklenmeden rehin konusu aracın yakalanarak muhafaza altına alınmasında da yasaya aykırı bir hususun bulunmadığı-
Üçüncü kişi ipoteği ile teminat altına alınan alacağın adi alacak olarak nisapta nazara alınıp alınmayacağı hakkında-
Borçlunun icra dairesinde «taşınmazına haciz konulmasını» istemesinin, «haczedilmezlik şikâyetinden vazgeçme» niteliğinde olduğu–
Satış bedelinin, muhammen bedelin üstünde olması halinde, ihalede zarar unsurunun gerçekleşmediğinin kabulü gerekeceği, mahkemece, ihalenin feshi isteminin belirtilen nedenle reddi gerekirken, zarar unsurunun yokluğu tesbit edilmekle birlikte işin esasının incelenerek yazılı gerekçeyle reddi doğru değil ise de, sonuçta istem reddedildiğinden mahkeme kararının sonucu itibariyle doğru olduğu, ancak İİK'nun 134. maddesinin ikinci fıkrasının son cümlesinde, işin esasına girilmeden ihalenin feshi talebinin reddi halinde, şikayetçi aleyhine para cezasına hükmedilemeyeceği-
Muhatabın iş yerinde bulunup bulunmadığına dair bir açıklamanın tebliğ evrakında yer almadığı görülmekle, borçlunun gerçek kişi olduğu dikkate alınmadan ve adreste bulunmadığının tespiti yapılmadan “şirketin yetkilisi imzasına” şeklinde yapılan tebligatın usulsüz olduğu- Borçlu adına yapılan tüm tebligatların usulsüz olduğu dikkate alınarak, borçlunun tebligatların usulsüzlüğüne ilişkin şikayetinin kabulü ile tebliğ tarihinin, öğrenme tarihine göre düzeltilmesine karar verildikten sonra, süresinde olan borca yönelik itiraz ve şikayetlerinin incelenmesi gerektiği-
Alacaklının, "süresinde satış avansı yatırılmadığı"ndan bahisle "satışın düşmesi nedeniyle hacizlerin kaldırılması"na ilişkin icra müdürlüğü işleminin iptali istemiyle yaptığı başvuru üzerine icra mahkemesince şikayetin reddine yönelik verilen kararın İİK. mad. 363 uyarınca temyizi kabil olduğu-
Yasal koşulların oluşması halinde İİK.'nin 79 ve 360. maddeleri, bu husustaki yetki ile İİK.'nin 79. maddesi gereğince, haczolunacak malların başka bir yerde bulunması halinde icra dairesi, malların bulunduğu yer icra dairesine talimat yazarak haczin yapılmasını isteyeceği, bu halde, hacizle ilgili şikayetlerin, kendisine talimat yazılan icra dairesinin bağlı bulunduğu icra mahkemesince çözümleneceği, anılan hususun, kesin yetki kuralı olup, mahkemece re'sen uygulanması gerekeceği, ancak, talimat yazısı, borçluya ait menkul ve gayrimenkul mallar ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacakların haczi yönünde ve genel nitelikli olmayıp da, belli bir malın haczini isteyen "nokta haczi" biçiminde yazılmış ise, bu halde anılan hacizle ilgili şikayet, talimatı yazan icra dairesinin bağlı olduğu icra mahkemesince inceleneceği, bir başka deyişle böyle hallerde İİK.'nin 79. maddesi hükmü uygulanamayacağı-
Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir...

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.