İcra mahkemesinin, süresinde yapılan şikayet ve itiraz dolayısıyla, usulüne uygun olarak kendisine intikal eden işlerde takibin dayanağı olan kambiyo senedinin bu vasfı haiz olmadığı veya alacaklının kambiyo hukuku mucibince takip hakkına sahip bulunmadığı hususlarını re'sen nazara alarak bu fasla göre yapılan takibi iptal edebileceği-
Senedin kambiyo senedi niteliğinde olmadığının anlaşılması halinde icra mahkemesince «ödeme emrinin iptaline» değil, «takibin iptaline» karar verilmesi gerekeceği-
Temyize konu edilen davada davacı davalı idare tarafından yapılan kanalizasyon çalışmaları sırasında kablolarına verilen zararın giderilmesini istediğine göre, dava dilekçesinin yargı yolu bakımından reddedilmesi gerekeceği-
Kambiyo senetlerinde “tanzim yeri”nin mutlaka “il” olarak yazılmasının zorunlu olmadığı, ”köy”,”bucak”,”ilçe” gibi idari birim niteliğini taşıyan bir ismin yazılmasının yeterli olduğu – “Tanzim yeri” açıkça yazılı olmayan senette “tanzim edenin ad ve soyadının yanında yazılı olan Yenimahalle ibaresi”nin, Ankara’da bir ilçe adı olması nedeniyle, geçerli bir bildirim olacağı-
«Taviz bedeli ödenmedikçe, temliki tasarruf yapılamayacağına» ilişkin takyidin bir «taşınmaz yükümlülüğü» olduğu, kanundan doğan taşınmaz yükümlülüğü karşısında, sonraki malikin iyiniyet iddiasında bulunarak MK’nun 638 ve 931. maddelerinden yararlanamayacağı–
Olayda istek; 2981 sayılı Yasanın 10. maddesine, 3290 sayılı Yasanın 4. maddesi ile eklenen ( b ) fıkrasına göre ve tamamen Kadastro Yasası’nın ilgili hükümleri uyarınca düzenlenen çekişmeli taşınmaza ait tesbit tutanağına süresi içersinde yapılan itiraza ilişkin olup, iptali istenen parsellere ait tapuların oluşmasına esas alınan bir idari karar da bulunmadığından davaya bakmak görevinin kadastro mahkemesine ait olduğu-
Suça konu iki adet çekte, bulunması zorunlu unsurlardan olan ve "Ant." biçiminde gösterilen keşide yerinin, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek biçimde anlaşılabilir il, ilçe, bucak, köy gibi bir idari birim adını ifade etmemesi, birden çok idari birimin adını çağrıştırması nedeniyle sanığın eyleminin özel belgede sahtecilik suçunu oluşturacağı- 5237 sayılı TCK'nun 43. maddesinde, "değişik zamanlarda" denilmesi karşısında aynı anda işlenen eylemlerde zincirleme suça ilişkin hükümlerin uygulanma olanağı bulunmadığından; suça konu çeklerin aynı anda düzenlenip katılana verilmesi şeklinde gerçekleşen somut olayda, zincirleme suç hükümlerinin uygulanma şartlarının oluşmadığı-
Uyuşmazlık, davalıların haksız fiili ile oluştuğu iddia edilen maddi zararın tazmini istemine ilişkindir...
İki ortaklı taşınmazda ortaklardan birinin diğeri ile yaptığı kira sözleşmesinin geçerli olduğu-
8. HD. 16.02.2017 T. E: 8955, K: 1971-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.