Taraflar arasındaki genel kurul kararının iptali davası-
23.11.1990 tarihinde yürürlüğe giren 3678 sayılı Yasanın 29. maddesi ile Borçlar Kanunu'nun 83. maddesine bir fıkra eklenerek, yabancı para borcunun vadesinde ödenmemesi halinde alacaklının, bu borcun vade veya fiili ödeme günündeki rayice göre Türk parası ile ödenmesini isteyebileceğinin kabul edildiği, aynı Yasanın geçici 1. maddesine göre bu Kanunun 29. ve 30. maddesinin, yürürlük tarihinden önceki tarihli ilişkilerden doğan ve halen görülmekte olan davalarda uygulanamayacağı-
Kooperatif anasözleşmesi uyarınca su verilmemesinin ön şartı gerçekleşmemiş bulunduğundan, davalının eyleminin haksız nitelikte olduğu, bu sebeple, kooperatif uygulamaları konusunda uzman bir bilirkişi ile ziraatçi bilirkişinin de içinde bulunduğu bilirkişi heyeti oluşturularak, kooperatif genel kurul ve yönetim kurulu kararları, tüm defter, kayıt ve belgeleri celp edilmek suretiyle incelenerek, tarafların iddia, savunma, itirazlarını da karşılayacak şekilde, kooperatif üyelerinden sulama borcu olduğu halde davalıdan sulama suyu alan üyenin bulunup bulunmadığı ile bu konuda davalı kooperatif uygulamalarının ne olduğunun araştırılması gerekeceği-
Taraflar arasındaki genel kurul kararının iptali davası-
Basit yargılama usulüne tabî olan pek çok dava ve işin sözlük anlamıyla “basit” davalar olmadığı- Nafakanın arttırılmasına ilişkin davada duruşma yapılarak inceleme yapılmasının zorunlu olduğu-
Eleştiri amaç ve sınırını aşan yazıların gerçeği yansıtsa bile yazıda kullanılan dil, ifade ve üslubun davacıyı küçük düşürmek, ona hakaret etmek amacına yönelik bulunması, davacının kişilik değerlerine saldırı niteliğinde bulunması halinde, davacı lehine tazminata hükmedilmesi gerekeceği–
Doğum tarihinde anne ve baba evli ise çocuğun babanın soyadını alacağı, çocuğun soyadı bu surette belirlendikten sonra onun soyadını velayet hakkına vesair nedenlere dayanarak değiştirmenin TMK’nun 321. maddesindeki düzenleme karşısında mümkün olmadığı- Çocuğun anne ve babasının boşanmalarının, sadece boşanma ve velayet hakkı nedeniyle anneye böyle bir dava açma hakkı bahşetmeyeceği- Boşanma ilamı uyarınca babasının çocukla kişisel ilişki tesis etme hakkı bulunması ve bu nedenle anne ve babanın ister istemez karşılaşması dikkate alındığında, davacının dilekçesinde, evlilik birliği içerisinde doğmuş olan çocuğun, boşanmaları ardından velayetinin kendisine verildiğini, boşanmadan dolayı kendisi ile küçüğün soyadlarının farklı hale geldiğini bu durumun çocuğu okulda rahatsız ettiğini, annesini de resmi işlemlerde zora soktuğunu ve psikolojik olarak aynı soyadı hatırlamakta rahatsızlık duyduğunu ileri sürdüğü; ancak bu iddiaların hukuki bir dayanağı bulunmadığı, soyadı değişikliğinin çocuğun evlilik içinde doğmakla kazandığı meşru statüye ve onun menfaatlerine zarar vereceği gerçeği karşısında mahkemece küçüğün soyadının değiştirilmesi hakkındaki davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
Kooperatif aidat alacağının işlemiş faizi ile birlikte tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemi- Davalının noter aracılığı ile gönderdiği istifa bildiriminin, davacı kooperatife tebliğ edildiği tarihte davalının istifasının gerçekleştiğinin kabulü gerektiği- İcra takibinde istifadan sonraki döneme ilişkin talepte bulunulduğu gözetilerek, davalının daireyi hangi tarihte sattığının tapu kaydı celbedilerek belirlenmesi, davacı kooperatifin tüm kayıt, defter, belge ve dayanakları ile bilançosu, gelir-gider cetvelleri, yönetim ve denetim kurulu raporlarının öncelikle kooperatiften istenilmesi, ibraz edilmezse kooperatifin adresinde incelenmesi için keşif yapılması, buna rağmen inceleme yapılamaz ya da defter ve belgelere ulaşılamaz ise ilgili Ticaret Sicil Memurluğu'ndan ya da anasözleşme gereğince Çevre ve Şehircilik Bakanlığı İl Müdürlüğü'nden celp edilerek, kooperatif konusunda uzman bilirkişi aracılığıyla inceleme yaptırılması, davalı, istifadan sonra konutu kullanmaya devam etmiş ve genel hizmetlerden faydalanmış ise, bu faydalanmanın karşılığı olan genel giderlerden, ihtarname ile temerrüde düşürülmüş olması halinde, temerrüt tarihi ile ödeme tarihi arasındaki yasal oranda işlemiş temerrüt faizinden sorumlu olduğu, yani, davacı kooperatifin sadece bu miktarı, BK'nın vekaletsiz iş görme hükümlerine göre talep edebileceği gözetilerek, davalının kooperatife borcu olup olmadığının tespiti gerektiği-
Üyeliğe dayalı tazminat istemi-
İhale alıcısının açtığı ihalenin feshi davasının duruşma açılarak incelenmesine mahkemece karar verilmiş olmasına rağmen tayin edilen duruşma gününün borçlulara tebliğ edilmeksizin yargılamanın borçluların gıyaplarında sonuçlandırılmış olmasının yeni HMK.’nun 27., anayasanın 36. ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. Maddesinde düzenlenen adil yargılama hakkının ihlali niteliğinde olduğundan, taraf teşkili dava şartı olup davanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden dikkate alınması gerektiğinden duruşma gününün ve dava dilekçesinin borçlulara da tebliğ edilmeden, taraf teşkili sağlanmadan, varsa tarafların gösterecekleri deliller toplanmadan savunma hakkını kısıtlar biçimde borçluların yokluğunda karar verilemeyeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.