Mahkeme bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden yeni sorular düzenlemek suretiyle ek rapor alabileceği gibi tayin edeceği duruşmada sözlü olarak açıklamalarda bulunmasını da kendiliğinden isteyebileceği, mahkeme gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme yaptırabileceği-
Beden gücü kaybına uğrayan davacının tasarım sanatçısı olması ve bu konu ile iştigal eden bir şirketinin varlığı gözönünde tutulduğunda asgari ücretin üzerinde gelir elde edeceğinin kabulü gerektiği- Tasarımcılık yapan bir kişinin aylık kazancının araştırılarak ve feshedilen sözleşmenin süresi, bedeli ve işin niteliği gereği yerine başkasının çalıştırılmasının da mümkün olmadığı gözetilerek davacının kazanç kaybının tespiti yönünde bilirkişi raporu alınması gerektiği-  Aracın yol kenarında beklenen davacıya çarpması nedeniyle davacının ağır şekilde yaralandığının savunulduğu davada, 5.000,00 TL manevi tazminatın bir miktar fazla olduğu-
Avukatının anılan yükümlülüğü yerine getirmediğinden haberdar bulunmayan müvekkilin, salt bu nedenle, açtığı veya davalısı olduğu davayla ilgili olarak herhangi bir şekilde hak kaybına uğraması sonucuna yol açacak bir değerlendirmenin, her şeyden önce, Anayasa’nın hak arama özgürlüğünü düzenleyen 36. maddesi hükmüne uygun düşmeyeceği-
Mahkemece; davalıya trafik sigortalı araç sürücüsü ve davacı yayanın kazadaki kusur durumlarının belirlenmesi konusunda herhangi bir araştırma yapılıp rapor alınmadan, trafik sigortacısı olan davalının zarardan sorumluluğuna karar verildiğinin görüldüğü, mahkemece alınan maddi tazminata ilişkin hesaplama yönünden hükme esas aldığı ................tarihli raporda da, dosya kapsamında alınmış kusur raporu bulunmadığından sigortalı sürücüyü %100 kusurlu olduğu kabulüne göre hesaplama yapıldığının bildirildiği, oysa, davalı sigortacının zarardan sorumlu tutulabilmesinin ön şartının, kazaya karışan sigortalı araç sürücüsünün kazada kusurlu olması olduğu, bu durumda mahkemece; somut olaya göre davalının ancak sigortalı araç sürücüsünün kusuru bulunması halinde ve sürücünün kusur oranıyla sınırlı olarak 3. kişilerin zararlarından sorumlu tutulabileceği göz önünde bulundurularak; davaya konu soruşturma dosyası, ceza davası açılmış ise ceza dosyası getirtilerek konusunda uzman bilirkişiden kusur raporu alınması ve oluşacak sonuca göre davalının zarardan sorumluluğunun belirlenmesi gerekeceği-
Destek tazminatı hesabı yapılırken, davacının malül kaldığı, devlet memuru olduğu, maaşını almaya devam ettiği hususları dikkate alınarak, hesaplanan miktardan mahsup edilmesi gerektiği- Karayolları Trafik Kanun kapsamında olmayan tedavi giderleri için, Sosyal güvenlik Kurumu değil, zarara sebep olan araç ilgililerin sorumlu olacağı- Somut olayda; davalı işletenin aracının işletilmesi sırasında doğacak zarar nedeniyle 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu trafik sigortacısı karşılamak durumunda olduğu, davacının bir ibraname ile 156.000,00 TL ödeme karşılığında davalı şirket yönünden feragat ettiği anlaşılmakla, şayet yeni alınacak bilirkişi raporu ile sigorta şirketinin ibra karşılığı davacıya yaptığı 156.000,00 TL ödemenin zararı tamamen karşılamaması halinde davalı işleten; poliçe limitini aşan miktarda zarar varsa limiti aşan kısımdan sorumlu olacağı (aradaki poliçe ilişkisi nedeniyle), eğer limitin altında bir zarar varsa davalı işleten ibra nedeni ile bu oranda sorumluluktan kurtulmuş olacağı, davalı araç sürücüsü ise poliçe ilişkisinin tarafı olmadığından ve haksız fiil sorumlusu olarak sürücünün sigorta şirketine rücu hakkı sözkonusu olmadığından, sigorta şirketi tarafından yapılan 156.000,00 TL ödeme kadar davalı sürücünün borcu sona ereceği, sigorta ödemesinin üstünde kalan zarar miktarından ise sürücünün sorumlu olacağı-
Davalının alacaklı olduğu menfi tespit davası ile kanıtlandığından takip yolu bakımından ortadan kaldırılan icra takibindeki haciz nedeniyle davalının sorumluluğundan söz edilemeyeceği-
Trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemi- Sigorta şirketi vekili, hükümden sonra dosyaya "İbraname ve Sulh Anlaşması" başlıklı belgeyi sunarak, davada hüküm altına alınan maddi tazminatın fer'ileriyle birlikte davacı tarafa ödendiğini bildirmiş olup dosyaya sunulan "İbraname ve Sulh Anlaşması" başlıklı belgenin mahkemece değerlendirilmesi yönünden kararın bozulması gerektiği-
Sözleşmenin haksız feshi nedeniyle tazminat istemine ilişkin davada, fesih tarihinin belirlenmesinde hangi verilerin esas alındığı belirli olmayıp, davacının da bu hususa yönelik itirazları giderilmeksizin ve gerekçesi de açıklanmaksızın sonuca ulaşılmasının yerinde olmadığı- Sözleşmenin feshiyle davacının müspet zararının yerinde tespiti için yeterli bir bilirkişi raporuna dayalı karar verilmesi gerektiği- Tüzel kişiliğin sona ermiş olması gözetilip, pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddedilmesi gerektiği-
3. HD. 24.10.2018 T. E: 2016/22761, K: 10477-
Trafik kazasından kaynaklanan hasar tazminatı, araç değer kaybı ve ikame araç bedeli istemi-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.