Mükerrer olduğu iddia edilen takibe konu ilamda tazminattan sorumlu olanın diğer borçlu olduğu, ilama aykırı ve tahsilde tekerrüre esas olacak şekilde tek tazminattan sorumlu olan şikayetçiye ve diğer takibin borçlusuna karşı tahsilde tekerrür şerhi olmaksızın iki ayrı takip yapılmasının hukuka aykırı olduğu- "Takip borçlularının ayrı kişiler olduğu" gerekçesiyle şikayetin reddedilemeyeceği-
İlk ödeme emri tebliğinden itibaren yasal süre içinde icra mahkemesine itiraz edilmemiş olması durumunda,ikinci ödeme emri borçluya yeni bir itiraz hakkı vereceğinden süresi içinde borçlu takibe itirazını ileri sürebileceğinden, itirazın “süre yönünden” reddinin uygun olmayacağı-
Alacaklı tarafından açılan nafaka davasında hükmedilen nafaka alacağının ilamlı icra takibine konulduğu, anılan bu takip devam ederken alacaklı tarafından açılan boşanma davası sonucu verilen ilam ile; "tarafların boşanmalarına, .. sayılı dosyada kadın yararına hükmedilen tedbir nafakası ile tahsilde tekerrür olmamak şartı ile dava tarihinden itibaren aylık 250 TL tedbir nafakasının davalıdan tahsiline, karar kesinleşinceye kadar tedbir nafakası olarak devamına, kesinleşmeden sonra yoksulluk nafakası olarak devamına, 12.000 TL manevi tazminatın davalıdan alınmasına, ev eşyalarının aynen ödenmesine, aynen olmadığı takdirde 9835 TL eşya bedelinin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınmasına, 455,50 TL. yargılama giderine" hükmedildiği, kararın kesinleştiği, başlatılan ilamlı icra takibinde, yargılama giderinin, manevi tazminatın tahsilinin talep edildiği, öte yandan, alacaklının anılan bu boşanma ilamını icra müdürlüğüne ibraz ederek, bu ilama göre icra emri düzenlenmesini talep etmesi üzerine, icra müdürlüğünce düzenlenen icra emrinde manevi tazminat, eşyaların teslimi, teslim edilmediği takdirde eşya bedelinin, yargılama giderinin ve 250 TL nafakanın tahsilinin istendiği, borçlunun icra emrinde talep edilen alacak kalemlerinin önceki takip dosyasında talep edilmesi nedeniyle icra emrinin iptaline karar verilmesini talep ettiği, mahkemece icra emrinde talep edilen alacak kalemlerinin aynı olması nedeniyle sonraki tarihli icra emrinde yargılama gideri ile manevi tazminat kaleminin ve faizinin iptaline karar verildiği görülmekle, eşya bedelinin ilk takip talebi ve icra emrinde bulunmadığı, bu takibin dayanağı olan nafaka ilamında eşya bedeline hükmedilmediği, eşya bedeline boşanma ilamında hükmedilmesi nedeniyle, takip talebine aykırı olarak boşanma ilamında hükmedilen eşya bedeline ilişkin alacağın tahsilinin talep edilmesi, takip talebinin aşılması sonucunu doğurmakta olduğu, mahkemece icra emrindeki 9835 TL eşya bedeli ile ilgili alacak kaleminin de iptaline karar verilmesi gerektiği-
Davacının hamili olduğu çekin davalı banka nezdinde kaybolduğu ve davacının keşideciden alacağını tahsil edemediği bir durumda, davalı bankanın zarardan sorumlu olabilmesi için ayrıca bankanın çeki kaybettiği tarih ile davacının keşideci aleyhine hukukî yollara başvurması gereken makul süre içerisinde var ise çek hesabında bulunan paranın tahsilinin imkânsız hâle gelmesi veya bu zaman aralığında keşidecinin malvarlıklarını elinden çıkarması olgusunun kanıtlanması gerektiği- Bu hususlarda hiçbir araştırma ve değerlendirme yapılmadan davanın kabulüne karar verilemeyeceği- "Dava konusu çek kaybedilmemiş olsaydı dahi davacının alacağına kavuşamayacağı yönündeki savunmanın illiyet bağını kesen bir husus olduğu ve dolayısıyla illiyet bağının kesildiğinin davalı banka tarafından ispatlanması gerektiği" görüşünün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
Davacı borçlu, menfi tespit davasında dava dilekçesinde açıkça, başlatılan takip nedeniyle borçlu olmadığının tespitini istemiş, bu icra dosyasında takip konusu yapılan ayların davacı kiracının bildirdiği tahliye tarihinden önceki aylar olduğu görülmüş olup davacı kiracı hakkında davalılar tarafından başlatılan takip nedeniyle ve bu takip talebinde talep edilen aylar kira paraları itibariyle kiracının borçlu olup olmadığı araştırılıp, varsa ödemeler mahsup edilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Aciz belgesinin dava açılmadan, dava açıldıktan sonra veya temyiz aşamasından ve hatta hükmün Yargıtay'ca onanmasından veya bozulmasından sonra bile sunulma olanağı bulunduğu- Mahkemece, öncelikle davacı tarafa aciz belgesi sunması konusunda süre verilmesi, sunulmadığı takdirde, adı geçen borçlunun belirtilen taşınmazları ve malvarlığı üzerinde gerektiğinde keşifte yapılarak yapılacak kıymet takdirlerine göre taşınmazların değerleri belirlenerek borçlunun aciz halinin var olup olmadığı net olarak ortaya konulduktan sonra, varlığı halinde dava şartının gerçekleştiği düşünülerek işin esasına girilmek suretiyle tarafların delillerinin toplanması, ondan sonra hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi, aksi durumda ön koşul yokluğu değerlendirilerek karar verilmesi gerekeceği-
İcra mahkemesince, infazda tereddüt yaratacak şekilde "ne miktar hakkında itirazın kaldırıldığı" belirtilmeden, "itirazın kaldırılmasına" karar verilemeyeceği
Dava konusu olayda, murisin mirasının en yakın mirasçıları tarafından reddedildiği açık olup mirasın, iflas hükümlerine göre tasfiyesi için yasal prosedürün uygulanıp, sonuçlandırıldığı takdirde mirası reddedilen borçlu için atanacak ve yetkilendirilecek bir temsilci ile davaya devam edilmesi ve buna göre taraf teşekkülü sağlandıktan sonra karar verilmesi gerektiği-
İtirazın iptalinde, takip konusu borca yönelik dava tarihinden sonra gerçekleşen ödemenin bulunuyor olması halinde bu ödemenin tahsilde tekerrüre meydan verilmemesi amacıyla infazda nazara alınması gerekeceği-
Aynı bononun, bedeli bölünmek sureti ile tarafları aynı farklı icra takiplerine konu edilerek tahsil edilmeyeceği- İlk takip dosyasında kısmi asıl alacak talep eden alacaklımın bono miktarından geriye kalan alacağından vazgeçmiş ya da tahsil etmiş sayılacağı, artık geriye kalan bono miktarını farklı bir kambiyo takibine konu edemeyeceği- Alacaklı tarafından yasadaki boşluktan yararlanılarak aynı bononun tahsili için bölünerek ayrı ayrı takip başlatılarak sebepsiz zenginleşmeye neden olacak şekilde davacı borçlu tarafa fazladan avukatlık ücreti ve takip masrafları yükletilmesine neden olunmasının da hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu- Takip dayanağı senet aslının icra kasasında bulunmasının zorunlu olduğundan ilk takip devam ederken aynı senet aslı ibraz edilmeden yeniden ikinci bir takip başlatılmasının da düşünülemeyeceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.