Davacının kullanmış olduğu ticari krediler nedeniyle çeşitli adlar altında yapılan kesintilerin istirdadı talebine-
Mahkeme karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin (AAÜT) davanın konusuz kalması, feragat, kabul ve sulhte ücret başlıklı 6 ncı maddesinin "Anlaşmazlık, davanın konusuz kalması, feragat, kabul, sulh veya herhangi bir nedenle; ön inceleme tutanağı imzalanıncaya kadar giderilirse, Tarife hükümleriyle belirlenen ücretlerin yarısına, ön inceleme tutanağı imzalandıktan sonra giderilirse tamamına hükmolunur..." düzenlenmesini, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun feragat ve kabul hâlinde yargılama giderleri başlıklı 312 nci maddesinin de "Feragat veya kabul beyanında bulunan taraf, davada aleyhine hüküm verilmiş gibi yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edilir. Feragat ve kabul, talep sonucunun sadece bir kısmına ilişkin ise yargılama giderlerine mahkûmiyet, ona göre belirlenir..." hükmünü içerdiği, anılan Kanun maddeleri gereğince davalı lehine vekâlet ücretine ve yargılama giderlerine hükmedilmesi gerektiği gözetilmeden karar verilmesinin doğru olmadığı-
Aynı davalıya karşı olan, birbirinden bağımsız birden fazla asli talebin aynı dava dilekçesi ile ileri sürülmesi halinde  davacının taleplerinin tamamının miktarı dikkate alınarak değerlendirilip hakem heyetinin görev sınırını aşması durumunda işin esası incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Davacının davalı bankadan değişik tarihlerde kullandığı krediler sebebiyle yapılan haksız kesintilerin istirdadı istemi-
Davacı tarafından kredi borcunun ödenmemesi üzerine, davalı banka tarafından kredi sözleşmesinin verdiği yetkiyle davacının emekli maaşına bloke konulmasının, 5510 s. K. mad. 93 ve İİK. mad. 83 uyarınca mümkün olmadığı- Hacizden önceki bir dönemde haczi caiz olmayan bir malın haczedilebileceği hakkında alacaklı ile yapılan anlaşmanın geçerli olmadığı ve davacının maaşı üzerinde haciz bulunmasa da, davalı bankanın maaş hesabı üzerinde bloke uygulamasının haciz sonuçlarını doğuracak nitelikte olduğu-
Emekli maaşından yapılan haksız kesintilerin iadesi istemine ilişkin açılan davada, davalı tarafından bonoya dayalı alacağın takip konusu yapıldığı, takibin kesinleşmesi üzerine davacının emekli maaşı üzerine haciz konulduğu, emekli maaşından yapılan kesintilere davacının itiraz etmeyerek zımnen rıza gösterdiği, uzunca bir süre geçtikten sonra 18/02/2014 tarihinde İcra Hukuk Mahkemesine şikayette bulunarak emekli maaşına konulan hacze ve kesinti işlemine karşı rıza göstermeme iradesini ortaya koyduğu anlaşılmaktadır. Bu hal ve şartlar altında, davacının geçmişe dönük yapılan kesintilerin iadesini istemesi Medeni Kanun'un 2. maddesindeki dürüstlük kuralına aykırılık teşkil eder. Şu halde, sadece şikayet tarihinden dava tarihine kadar yapılan kesintilerin iadesine karar verilmesi gerektiği- 

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.