Kaçak elektrik kullanımına ilişkin menfi tespit davasında, aralarında ziraat ve elektrik mühendisi bilirkişilerin de bulunduğu bilirkişi kurulunun, hesaplamanın öncelikle ihtilafsız dönemlerdeki tüketimi doğru olarak kaydetmiş olan sayaç değerine göre; doğru tespit edilmiş tüketim değerinin tespit edilememesi halinde kurulu güç esas alınarak yapılması, ilgili mevzuat ve Yönetmelik hükümlerine göre davacının sorumlu tutulabileceği kaçak elektrik ve kaçak ek tahakkuk bedelinin belirlenip, sonucuna göre bir hüküm kurulması gerektiği-
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan maddi zararın tazmini istemi-
Kadastro çalışmaları sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın zilyetliğine dayanarak açılan tescil davalarında; çekişmeli taşınmazlara ilişkin yöntemine uygun şekilde kadim mera araştırması yapılması, mahallinde yapılan iki keşif sonrası dosyaya sunulan bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazların tarla vasfında, bir sonraki bilirkişi raporunda ise taşınmazların mera vasfında olduğu belirtildiği halde, anılan raporlar arasındaki taşınmazların niteliğine ilişkin çelişki giderilmemiş ve bir taşınmazın niteliği ile kullanım durumunun belirlenmesinde en önemli delil olan hava fotoğraflarından yararlanılmadan karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olmadığı- Davacı - asli müdahil bozma sonrası yapılan yargılama sırasında harçlandırmak suretiyle dosyaya sunduğu dilekçeyle asli müdahele talebinde bulunduğu halde, asli müdahilin talebi hakkında olumlu yada olumsuz bir karar verilmemesinin doğru olmadığı-
3. HD. 24.11.2016 T. E: 2015/15405, K: 13376-
Mahkemelerce kesin sürelerin uygulanması esnasında yapılan hatalardan taraflar sorumlu tutulamayacağı-
İlk bilirkişinin düzenlediği rapor ile ikinci bilirkişi raporu arasındaki çelişkinin üçüncü kez bilirkişi incelemesi yaptırılarak giderilmesi gerektiği-
23. HD. 30.06.2016 T. E: 2015/3202, K: 4058-
Davaya konu kaçak su kullanma tutanağının ve kaçak tahakkukunun davalı apartman yöneticiliği adına düzenlendiği anlaşılmakta olup, bu durumda davalı yönetime 634 s. K. mad. 35 uyarınca husumet yöneltilebileceğinin kabulü gerektiği-
3194 sayılı İmar Kanunu’na göre; her türlü inşaatın, yerel idarelerden izin alınmasına bağlı olacağı, izinsiz veya izne aykırı yapıların, aynı yasa uyarınca, suç teşkil etmesi nedeniyle yıktırılacağı, kaçak yapılarla ilgili yaratılan ekonomik değerlerin hukuken korunmaları ve dolayısıyla bunlarla ilgili olarak herhangi bir zararın tazmininim talep edilemeyeceği, somut olayda, İmar Kanununa aykırı olarak, yeşil alan üzerine inşaat yapımını öngören sözleşmenin, BK. nun 20. maddesi (şimdi; TBK. mad. 27) uyarınca batıl olacağı, bu durumda , hem noterde düzenleme şeklinde düzenlenmeyen ve hem de İmar Kanununa aykırı olarak yeşil alan üzerinde inşaat yapımını öngören sözleşmenin, geçersiz ve butlan ile batıl olduğundan, davacının yıkılan binalarla ilgili olarak meydana gelen zararının tazmini istemi ile açılan davaların tümden reddi gerekeceği-
4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 1023. maddesi gereğince, sicilin aleniyeti ve güvenirliği ilkesi gereği, taşınmazı sicilden ödenen iyi niyetli ikinci el ve ondan sonraki ellerin iktisapları konulabilecektir; oysa, birinci el durumunda olan kişinin iktisabı gerçeği yansıtmayan ve hukuken korunmasına olanak bulunmayan belgeye dayalı olması ve yolsuz tescil niteliği takması sebebiyle TMK'nın 1023. maddesinin koruyuculuğundan istifadesine yasal açıdan cevaz olmadığı-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.