Davalı yüklenicinin inşaa ettiği binanın bir bağımsız bölümüne isabet eden arsa payını davacıya sattığı, söz konu bağımsız bölümün mesken niteliğinde olduğu, 6502 sayılı yasada tanımlandığı şekilde davalı/yüklenicinin satıcı, davacı/alıcının da tüketici olduğu anlaşıldığından Tüketici Mahkemesi' nin görevli olduğu-
Kamu davası sonunda davacıya ait otomobilin gümrük kaçağı olmadığının sabit olduğu- Başlangıçta bunun kaçak olabileceğinden kuşku duyulmuş olmasının ona elkoymuş olan davalı idarenin sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağı- Bakımsız kalmaktan oluşan zararın araç davalının deposunda bulunduğu sırada ve o nedenle gerçekleştiği bu durumda idare böyle bir zarar varsa ondan sorumlu olduğu gibi depoda kaldığı sürece onun kullanılmamış olmasından doğan zarardan da sorumlu olduğu- 
TTK. mad. 1472 uyarınca sigorta şirketi tarafından sigortalısına ödenen tazminatın haksız fiile sebebiyet verdiği iddia edilen davalıdan rücuen tahsili istemine istemine dayalı itirazın iptali istemine ilişkin davada, mahkemece görev hususu re'sen gözetileceğinden, sigortalı ve davalı arasında kira ilişkisi bulunmasına ve uyuşmazlığın kira ilişkisinden kaynaklanıyor olmasına göre, HMK. mad. 4/I-a gereğince kiralanan taşınmazların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalara, konuları ve değerlerine bakılmaksızın sulh hukuk mahkemelerinde bakılacağı; bu durumda halefiyete göre açılan davanın sulh hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği-
Mahkemece, İİK.nun 278. maddesinde akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığının incelenmesi gerekeceği, aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs.nin araştırılması gerekeceği, keza İİK.nun 280.maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemlerin, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceğinin, ayrıca ticari işletmenin veya işyerindeki ticari emtianın tamamının ve mühim bir kısmının devri halinde de tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastının irdelenmesi gerekeceği, öte yandan İİK.nun 279. maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediğinin de takdir olunması gerekeceği- 
Mahkemece hüküm kurmaya esas teşkil edecek biçimde yeterli araştırma yapıldığını söyleyebilme olanağının olmadığı, hâl böyle olunca, öncelikle tescile ilişkin dosyanın temini, kayıt maliklerinin mirasçılarının kimliğinin tespitine ilişkin başkaca bilgi ve belge bulunup bulunmadığının sorulması, getirtilecek belgelerdeki verilerden yararlanmak suretiyle kayıt maliklerinin mirasçılarının bulunup bulunmadığının Nüfus Müdürlüğü’nden araştırılması ve 5737 sayılı Yasa'nın 17. maddesindeki koşulların oluşup oluşmadığının değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Türk Borçlar Kanununun 316.maddesi hükmü uyarınca kiracının kiralananı sözleşmeye uygun olarak özenle kullanmak ve kiralananın bulunduğu taşınmazda oturan kişiler ile komşulara gerekli saygıyı göstermekle yükümlü olduğu-
Taraflar arasındaki alacak davası-
Menfi tespit istemine ilişkin davada, köy/mesken ve tarımsal sulama nedeniyle davalının abonesi olan davacının aboneliklerinde davacının kaçak kullanımı olup olmadığının belirlenebilmesi için tutanak öncesi dönemlerdeki tükettiği miktarla tutanak sonrası tükettiği miktarlar karşılaştırılmalı, tutanak öncesi tüketim miktarlarında bariz bir azalma var ise sayaç raporları ile birlikte değerlendirilerek davacının kaçak elektrik kullandığının kabul edilmesi gerekeceği-
Vatandaşlıktan çıkarıldıktan sonra ilgilinin Türkiye 'de bulunan tüm malları Hazine 'ce tasfiye edileceğinden üzerindeki hukuki tasarrufları geçersiz olup; bu nedenle ilgilinin kızına yaptığı bağış ve kızının üçüncü kişilere satışı, malların Hazine 'ye geçişini ortadan kaldırmaz, bu nitelikteki taşınmazların ise, olağanüstü zamanaşımı yoluyla kazanılamayacağı-
Kaçak elektrik bedeli tutanak tarihinde yürürlükte bulunan Elektrik Tarifeleri Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği ve bu yönetmelik gereğince yayınlanan usul ve esaslarda açıklanan yöntem ile ve tutanak tarihi itibariyle tespit edilen kurulu güce göre hesaplatılması, daha sonra toplanan ve toplanacak deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.