Kadının güven sarsıcı davranışlar içerisine girdiği, kocanın da birlik görevlerine yerine getirmediği, boşanmaya neden olan olaylarda davalı kadının daha ziyade kusurlu olduğu anlaşıldığından; davacı kocanın maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddinin hatalı olduğu- Velayeti anneye verilen 7 ve 17 yaşlarındaki müterek çocuklar için iştirak nafakasına hükmedilmesi ve bu hususu hakimin görevi gereği re'sen dikkate alması gerektiği- Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, malların yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri re'sen almak zorunda olduğundan; tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere davalı kadın yanında bulunan müşterek çocuklar yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerektiği- 
Muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine doğrudan doğruya Teb. K. mad. 21/2 uyarınca tebligat çıkartılmasının usul ve yasaya aykırı olduğu-
3. HD. 01.03.2016 T. E: 2015/14019, K: 2870-
8. HD. 28.03.2018 T. E: 2015/22186, K: 10163-
Boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların aynı oranda kusurlu olduğu, bu nedenle eşit kusurlu olan taraf yararına manevi tazminata hükmedilemeyeceği-(TMK.m.174/2) Ayrıca davalının yoksulluk nafakası ve manevi tazminat talebi hakkında olumlu veya olumsuz bir hüküm kurulmasının gerekeceği-
Mahkemece davacı kadın lehine hükmolunan yoksulluk nafakası ve ortak çocuklar lehine hükmolunan iştirak nafakasının her yıl TÜFE oranında artırılmasına karar verildiği, ancak artışın hangi tarihten itibaren yapılacağının hükümde belirtilmediği, hükmün kuşkuya yer vermeyecek şekilde açık ve infazda güçlük çıkarmayacak biçimde kurulması gerekeceği-
Tarafların kolluk tarafından yapılan sosyal ve ekonomik durum araştırmasında, davalının emekli olup aylık maaşı ve bir miktar kira gelirinin bulunduğu, davacının ise ev hanımı olup gelirinin olmadığı anlaşılmışsa mahkemece; davacı tarafın geçimi ve bakımı için gerekli, davalının geliri ile orantılı olacak şekilde, TMK'nun 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak, davacı eş yönünden daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerektiği-
Tedbir nafakası miktarı tayin edilirken, birliğin giderlerine katılmada eşlerin "ekonomik güçleri" ile müşterek yaşam sırasında davalının eş ve çocuklarına sağlamış olduğu yaşam düzeyi dikkate alınması, hakimin; eşlerin birlikte yaşarken sürdürdükleri hayat seviyelerinin ayrı yaşamaları halinde de korumaları gerektiğini gözetmesi gerekeceği-
Davacı-davalı erkeğin tamamen kusurlu olduğu kabul edilerek erkeğin boşanma davasının reddine karar verilmiş ise de; davalı-davacı kadının da kıskançlık göstererek, eşinin kendisini 70 yaşındaki yengesiyle aldattığına yönelik ithamlarda bulunduğu ve bu konuda dedikodu çıkmasına sebep olduğu anlaşıldığından eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün olmdığından davacı-davalının davasının da kabulü ile boşanmaya karar verilmesi gerektiği-
3. HD. 21.03.2016 T. E: 3352, K: 4197-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.