20. HD. 27.06.2019 T. E: 1879, K: 4604-
Kooperatif aidat alacağının işlemiş faizi ile birlikte tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemi- Davalının noter aracılığı ile gönderdiği istifa bildiriminin, davacı kooperatife tebliğ edildiği tarihte davalının istifasının gerçekleştiğinin kabulü gerektiği- İcra takibinde istifadan sonraki döneme ilişkin talepte bulunulduğu gözetilerek, davalının daireyi hangi tarihte sattığının tapu kaydı celbedilerek belirlenmesi, davacı kooperatifin tüm kayıt, defter, belge ve dayanakları ile bilançosu, gelir-gider cetvelleri, yönetim ve denetim kurulu raporlarının öncelikle kooperatiften istenilmesi, ibraz edilmezse kooperatifin adresinde incelenmesi için keşif yapılması, buna rağmen inceleme yapılamaz ya da defter ve belgelere ulaşılamaz ise ilgili Ticaret Sicil Memurluğu'ndan ya da anasözleşme gereğince Çevre ve Şehircilik Bakanlığı İl Müdürlüğü'nden celp edilerek, kooperatif konusunda uzman bilirkişi aracılığıyla inceleme yaptırılması, davalı, istifadan sonra konutu kullanmaya devam etmiş ve genel hizmetlerden faydalanmış ise, bu faydalanmanın karşılığı olan genel giderlerden, ihtarname ile temerrüde düşürülmüş olması halinde, temerrüt tarihi ile ödeme tarihi arasındaki yasal oranda işlemiş temerrüt faizinden sorumlu olduğu, yani, davacı kooperatifin sadece bu miktarı, BK'nın vekaletsiz iş görme hükümlerine göre talep edebileceği gözetilerek, davalının kooperatife borcu olup olmadığının tespiti gerektiği-
Davalı kooperatif lehine keşide edilen çek nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkin davada, çek ve protokol davalı kooperatif yönünden bağlayıcılık taşımıyor ise de, davacılar tarafından kooperatif lehine ve kooperatif işlemlerinin teminatı olarak keşide edilen çek nedeniyle, davalı kooperatifin sadece arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca arsa sahibine ödemesi gereken tazminat tutarı kadar ve vekaletsiz iş görme hükümleri uyarınca davacıya karşı sorumlu olacağının kabulü gerektiği Mahkemece, mahallinde keşif ve inceleme yapılarak, yüklenici kooperatifin dava dışı arsa sahibine karşı sorumlu olduğu, protokol ile teminat altına alınmış, tazminat tutarı tespit edilip, bu tutar nispetinde davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği-
Mahkemece, davacıdan temerrüt ihtarı olup olmadığı sorularak ihtarname ve tebliğ belgesi getirildikten sonra BK'nın 101.maddesi hükmüne uygun temerrüt ihtarını içermesi halinde tebliğ tarihine göre yasal faiz oranı üzerinden davalının işlemiş faiz borcu hesaplanıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, kooperatif genel kurulunca kararlaştırılan faiz oranı üzerinden sorumlu tutulmasının doğru olmadığı-
Vekaletsiz iş görme hükümlerine dayalı olarak imalat bedelinin tahsili istemine ilişkin davada, davacı vekili, bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde "serbest piyasa rayiçleri" üzerinden hesaplama yapan uzman görüşü sunmuş olup, mahkemece gerekçede belirtilmemekle birlikte uzman görüşüne itibarla hüküm kurulduğu anlaşıldığından ve HMK. mad. 293 uyarınca uzman görüşü taraf delili olup mahkemece, bu delil karşı tarafa tebliğ edilmediği gibi, uzman görüşü, bilirkişi raporuyla da denetlenmediğinden, mahkemece konusunda uzman ayrı bir bilirkişi kurulu aracılığıyla mahallinde inceleme ve keşif yapılarak -uyulmasına karar verilen bozma ilamı doğrultusunda- davacının alacağı ile ilgili rapor alınıp uzman görüşü denetlenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Konteynerleri haksız olarak alıkoyan davalıdan haksız fiil hükümlerine göre tazminat talep edilmiş olup haksız alıkoyma sürecinde davacının zararının mütemadi olduğunun kabulü gerektiği- Geçen süre zarfında, davalı tarafından konteynerlerin kullanılmadığı veya başkasına kullandırmadığı, davacı tarafından da sadece haksız alıkonma yüzünden uğranılan zararın talep edildiği anlaşıldığından, somut olaya fuzuli işgal veya gerçek olmayan vekaletsiz iş görmeye ilişkin zamanaşımı sürelerinin uygulanamayacağı- Davalının eylemi nedeniyle yoksun kalınan kazancın tazminat olarak talep edildiği uyuşmazlıkta, zararının sürekli ve belirlenebilir nitelikte olması nedeniyle her günün zararına ait haksız fiil zamanaşımı süresinin o günden itibaren işlemeye başlayacağı- Davalının süresinde zamanaşımı def’inde bulunduğu gözetilerek, 6101 s. TBK.nın Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun m. 5. hükmü de dikkate alınmak suretiyle sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği- "Davacının talebinin kötü niyetli zilyedin sorumluluğunun düzenlendiği TMK’nin 995. maddesi kapsamında değerlendirilerek (ecrimisilde uygulanması gereken) beş yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması gerektiği" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
Vekaleti olmaksızın başkası hesabına tasarrufta bulunan kimsenin, o işi, sahibinin yararına ve tahmin olunan maksadına göre yapmaya mecbur olduğu-
Davacı, davalının sermaye payına düşen bedeli kendisinin ödediğinden bahisle, şirketin %22.5 hissesinin adına tesciline karar verilmesini bunun mümkün olmaması halinde ise bedelin ödeme tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ettiğinden, dava, HMK 111. maddesinde tanımı yapılmış olan terditli bir dava türü olup, HMK 111/2 fıkrası gereğince mahkemenin, davacının asli talebinin esastan reddine karar vermedikçe, fer’î talebini inceleyemeyeceği ve hükme bağlayamayacağı-
B.K.nun 413 maddesi gereğince, iş sahibinin menfaati gereği yapılmış bulunan bir işte, işi yapan zorunlu giderleri isteyebileceği; mahkemece, davacının haczi kaldırmak için borcu ödediği sabit olup, bu borcun da davacıya ait olduğu kabul edilerek, vekâletsiz iş görme kuralları gereğince davanın kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Yüklenicinin, kural olarak sözleşmede kararlaştırılandan fazla ve daha kaliteli malzeme kullanarak yaptığı işler bedelini, yapılan bu fazla işlerin ve kullanılan kaliteli malzemelerin arsa sahiplerinin menfaatine ve yasal olması, ekonomik değerinin bulunması ve fazla işler ile kaliteli malzemeyi içeren imalatı kendisine isabet eden bağımsız bölümler için de yapmamış olması koşulu ile TBK. mad. 526 vd. uyarınca işin yapıldığı tarihteki mahalli serbest piyasa rayiç değerleri üzerinden tahsilini talep edebileceği ancak inşaatın ortak yerlerinde ya da davacı arsa sahibine düşecek bağımsız bölümlerde yapılan bu neviden fazla imalatların arsa sahibinin yararına olduğu gibi, yüklenicinin de yararına olacağı; dolayısıyla her iki tarafın da yararına olan böyle bir kazanımın, fazla iş olarak nitelendirilemeyeceği ve yükleniciye bunların karşılığını isteme hakkı vermeyeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.