Davanın dayanağı bononun ihdas nedeni malen olup, malın teslim alındığına karine olduğu, taraflar arasında davacıya ait fabrikanın davalı yüklenici şirket tarafından yapımına ilişkin eser sözleşmesi imzalandığı, eser bedelinin davalıya ödenmesi gerekeceği, taraflar arasında düzenlenen 12/02/2010 tarihli "sözleşme eki-1 (Ara Hesaplama)" başlıklı belgede, şirketin alacağının bulunduğu, davacı, mutabakatı imzalayan şirket temsilcisinin temsil yetkisini kötüye kullandığını, böyle bir anlaşma bulunmadığını beyan etmişse de; mutabakatın ve senedin düzenlendiği tarihte şirketi temsile yetkili olduğu anlaşılmakla bedelsizlik iddiasının kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği ve hükmün temyiz edildiği; buna istinaden, davanı ilgili dosyalar ile hukuki ve fiili irtibat bulunduğundan birleştirilmesine karar verildiği, daha sonra birleştirmenin uygun bulmadığından dava tefrik edilerek kaydedildiği, dosyada davaya cevap verilmediği halde cevap verilmiş gibi diğer dosyadaki cevapların değerlendirilip, mahkeme gerekçesinin en baştan yanlış temele oturtulduğu ve bu itibarla, dosya içeriğine uygun olmayan gerekçe nedeniyle hükmün bozulması gerektiği-
Uyuşmazlık; mahkemece Özel Dairenin birinci bozma kararına uyularak verilen ikinci kararda, kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır..
Eser sözleşmesinde yapılan şeydeki kusur sonradan ortaya çıkarsa, iş sahibinin bu ayıba vakıf olur olmaz keyfiyeti, herhangi bir şekle bağlı olmadan telefonla veya karşılıklı sözle bildirmesinin yeterli olduğu, açılacak bu davanın, beş yıllık zamanaşımı hükümlerine tabi olacağı, yüklenici, kasıt veya ağır kusuru ile akdi hiç veya gereği gibi yerine getirmemiş, bilhassa ayıplı malzeme kullanmış veya ayıplı bir iş meydana getirmişse, açılacak davalarda on yıllık zamanaşımının uygulanacağı-
Mahkemece taraflar arasındaki uyuşmazlığın eser sözleşmesinden kaynaklandığı hususunun onama kararı ile kesinleştiği, dava dilekçesinde zikredilen vakıların görevli mahkeme önünde değiştirilmediği, bu nedenle davanın ikinci kez ıslahına da gerek olmadığı, davayı aydınlatma görevinin mahkeme hâkimine ait olduğu hususları dikkate alınarak davanın esasının incelenmesi gerekirken, eser sözleşmesi hükümlere göre tahkikat yapılıp sonucuna göre hüküm kurulabilecek herhangi bir talebin bulunmadığı ve davanın ikinci kez ıslahının da mümkün olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
Dava, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı kira tazminatının tahsili istemine ilişkindir...
Yat turu sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemi-
Eser sözleşmesinden kaynaklanan prim borçlarının rücuen tahsili istemine ilişkin davada, maddi gerçeğin ortaya çıkması için yeniden oluşturulacak uyuşmazlık konusunda uzman ve içinde iş hukukçusu, mali müşavir ve eser sözleşmesinden anlayan bilirkişi olmak üzere üç kişilik bilirkişi heyeti oluşturularak, bilirkişi kurulundan, özellikle davalı yüklenicilerin inşaatı tamamlama oranları belirlenerek sorumlu oldukları prim borcu bakımından gerekçeli, denetime elverişli ve önceki raporlar arasındaki farklılığı ortadan kaldıracak şekilde rapor alınıp değerlendirilmek suretiyle davanın sonuçlandırılması gerektiği-
Davalı yüklenicinin 10.10.2014 tarihli sözleşme uyarınca 16.10.2015 tarihinde alınan tadilat ruhsatı ile gerçekleştirdiği fazla imalata yönelik savunmasını ayrıca karşı dava açmaksızın eldeki davada takas def’î ve mahsup itirazı şeklinde ileri sürüp süremeyeceği, buradan varılacak sonuca göre mahkemece fazla yapılan inşaat için gerekli olan imalat süresinin bilirkişilere hesaplattırılarak inşaat süresine eklenmesinin ve davacılara ödenmesi gereken gecikme tazminatının yeniden belirlenmesinin gerekip gerekmediği-
6. HD. 08.12.2022 T. E: 4080, K: 5754
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.