Davacının, borçtan sorumlu olan davalı aleyhine dava açarak alacağını ilâma bağlatmadığı, ancak davalı .............. tarihli dilekçesi ile davacının ................ TL tutarındaki alacağını kabul ettiğini istinaf aşamasında mahkemeye bildirdiği, ancak mahkemece sözü edilen dilekçenin değerlendirilemediği, davalı yüklenicinin bu beyanının TMK’nın 895. maddesi gereğince kabul mahiyetinde olduğu, kabulün niteliği ve doğurduğu etki dikkate alındığında her aşamada değerlendirilmesi gereken bir beyan olduğu, o halde mahkemece yapılacak işin; dava konusu somut olayda TMK’nun 893. ve devamı maddelerindeki şartların oluşup oluşmadığını davalının ............... tarihli dilekçesi ve taşınmazların malik durumu değerlendirilerek bir karar vermekten ibaret olması gerekeceği-
Mahkemece, davacı tarafından 818 sayılı BK'nın 163. maddesi (6098 sayılı TBK 184/1.) uyarınca, arsa sahibi ve arsa payını devraldığı üçüncü kişi tarafından sözleşmeden kaynaklanan hakların kendisine temlik edildiğine ilişkin yazılı bir sözleşme sunulmadığından ve sadece hibe yoluyla devre dayanıp, yüklenici davalıya husumet yöneltilmiş olduğundan, davacının aktif dava ehliyeti bulunmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Eser sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıkta, her iki tarafın da eksik ve kusurlarının bulunması halinde, sözleşmenin feshinde tarafların, ortak kusurlu hareket ettiklerinin kabulü gerektiği- Bu nedenle müspet zarar kapsamında kâr kaybı, gecikme nedenli cezai şart istenmesi ve iş sahibi tarafından da teminat mektubunun irat kaydedilmesinin mümkün olmadığı gibi birbirlerinden tazminat talebinde bulunamayacakları ve sadece birbirlerinin mal varlıklarına kazandırdıkları artı değeri sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre talep edebilecekleri-
Cezai şartın asıl borcun akıbetine bağlı olduğu, asıl borç geçersiz ise bunun mueyidesi olan cezai şartında geçersiz olduğu - tek taraflı özellikle işçi aleyhine cezai şart öngören hizmet sözleşmelerinin bu kısmının geçersiz olup sonuç doğurmayacağı-
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin feshedilmesi nedeni ile davacı yüklenici tarafından yapılan imalat bedelinin tahsili istemine ilişkin davada 5 yıllık zamanaşımı süresinin sözleşmenin feshinin kesinleştiği tarihten itibaren başlayacağı-
Uyuşmazlık eser sözleşmesinden kaynaklanan istirdat istemine ilişkindir Yargıtayın bozma kararına uyulması ile oluşan ve bozma kararı lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak, ikincisi bazı konuların bozma kararının kapsamı dışında kalması ile doğan usuli kazanılmış haktır. Bozma kararına uymuş olması halinde mahkeme, bu uyma kararı ile bağlı olup, usuli kazanılmış hak ilkesi uyarınca lehine bozulan taraf yararına araştırma ve inceleme yapmak zorundadır...
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı tazminat istemi-
Yargılama sırasında Adalet Bakanlığı’nın teklifi üzerine Hakimler ve Savcılar Genel Kurulunun oluru ile Manisa Asliye Ticaret Mahkemesi kurulduğu, yargı görevinin Manisa ilinin mülki sınırları olduğu ve faaliyete geçtiği anlaşıldığından, mahkemece dosyanın Asliye Ticaret Mahkemesi’ne re'sen devredilmesinde (aktarılmasında) veya gönderilmesinde bir usulsüzlüğün bulunmadığı, bu durumda, Manisa Asliye Ticaret Mahkemesinin davaya bakmakta görevsiz olduğundan bahisle, dosyanın ...Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine dair verdiği kararda isabet olmadığı-
Birden fazla borcu bulunan borçlunun, ödeme zamanında bu borçlardan hangisini tediye etmek istediğini alacaklıya beyan etme hakkına sahip olduğu- Geçerli bir beyan vaki olmadığı yahut makbuzda ödemenin hangi borca mahsup edileceği gösterilmediği takdirde, tediyenin (ödemenin) muaccel olan borca mahsup edileceği, birden çok borç muaccel ise tediyenin, borçlu aleyhinde birinci olarak takip edilen borca mahsup edileceği, icra takibi yapılmamış ise tediyenin, vadesi daha önce gelmiş olan borca mahsup edileceği- Taraflar arasında bir borç ilişkisi bulunduğu ve borçlunun daha evvel bir kısım ödemeler yaptığı, takibin fatura tutarının bir kısmına dayandırılarak yapıldığı anlaşılmakla, bu tutarın dışındaki alacağın tahsil edildiğinin alacaklının da kabulünde olduğu- "Taraflar arasında bir açık hesap ilişkisi bulunduğu, bu itibarla takip öncesinde yapılan kısmi ödemelerin alacaklı yanca hangi borca mahsup edilmesi istenmişse bu iradeye üstünlük tanınması ve ödemelerin birden çok borcun vadelerine göre sıralanmasının gerektiği" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
Taraflar arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı olarak tapu iptali ve tescil, olmazsa tazminat istemine ilişkin davanın "tüketici mahkemesi"nin görevine girmediği- 6502 s. K. mad. 3/1 kapsamında basit nitelikteki ve dar kapsamlı olağan tüketim işlemini konu alan eser sözleşmelerinin yer aldığı- 6102 s. TTK. mad. 4/1'de TBK. mad. 470 vd.'na atıf yapılmadığından davanın mutlak ticari dava niteliğinin de bulunmadığı- HMK. mad. 115/2 uyarınca göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekeceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.