Davacı dava dilekçesinde “sair her türlü hukuki delail” demek suretiyle yemin deliline de dayanmış sayılacağından, akdî ilişkinin ispatı açısından davacıya davalı tarafa yemin teklif etme hakkı olduğu hatırlatılmalı ve sonucuna uygun bir karar verilmesinin gerekeceği-
Yüklenici iş bedelinin tamamını sözleşmede öngörülen sürelerde ve vadelerde ödememek suretiyle işin gecikmesinde kendisi kusurluysa cezai şart isteyemeyeceği-
“Yolcu gemisi imalatı ve alımı” işinin, davacı şirketin ticari işletmesiyle ilgili olsa da, davalı Belediyece uyuşmazlık konusu işin ihalesi, ticari işletmeleriyle ilgili olarak değil kamu hizmetlerinin yürütülmesi amacıyla gerçekleştirildiğinden ve devlet, il özel idaresi, belediye ve köy ile diğer kamu tüzel kişileri ile kamu yararına çalışan dernekler ve gelirinin yarısından fazlasını kamu görevi niteliğindeki işlere harcayan vakıflar tacir sayılamayacaklarından, Belediye Başkanlığının tacir olarak kabulünün de mümkün bulunmadığı, davaya bakma görevinin, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 2. maddesi uyarınca asliye hukuk mahkemesine ait olduğu-
Bozma kararına ilişkin bir gerekçeli karar bulunmadığından direnme kararlarını denetleyen Hukuk Genel Kurulu tarafından incelenebilecek nitelikte teknik anlamda gerekçe içeren bir direnme kararının olmadığı- Yargıtayca bozulan karar (kararın hem hüküm fıkrası hem de gerekçesi) ortadan kalkacağından hukuki geçerliliğini yitirmiş olan direnme kararının Anayasa’nın ve Kanun’un aradığı anlamda gerekçe içerdiğinden söz edilemeyeceği- Bozma kararında yer verilen bozma gerekçesine karşı direnmenin gerekçesini de (gerekirse yeni bir hüküm oluşturmayacak şekilde yasal sınırlarda genişleterek) açıkça kaleme alarak kararda göstermesi gerektiği- Yasal düzenleme ve ilkeler gözetilerek anlaşılabilir ve denetlenebilir nitelikte direnme kararı verilmek üzere kararın usulden bozulması gerektiği-
Taraflar arasında taahhütname ismiyle düzenlenen belgenin ve belgede davaya konu takipten bahsedilerek haczin kaldırılmasından itibaren 30 gün içinde bankadan kredi çekip 235.000,00 TL’yi ödediği takdirde yüklenicinin 2.000.000,00 TL ve 185.000,00 TL bedelli senetleri iade edeceği, aksi takdirde haczini yenileyip icraya devam edeceğinin kararlaştırıldığı, bu belgenin TBK mad. 133 kapsamında borcun yenilenmesi niteliğinde olduğu- Borcun yenilenmesi nedeniyle davalı yüklenicinin ancak yeni borcun tahsilini isteyebileceği-
Taraflar arasındaki hukuki ilişki eser sözleşmesinden kaynaklandığından davaya Asliye Hukuk Mahkemesi sıfatıyla bakılması gerekirken, 4077 sayılı Yasa uygulanarak Tüketici Mahkemesi sıfatıyla bakılıp, davanın esası hakkında karar verilmesinin hatalı olduğu-
Taraflar arasında düzenlenen sözleşmeler birer ön sözleşme olsa da, kendileri de başlı başına karşılıklı edimleri içeren sözleşme özelliği gösterdiklerinden ve asıl sözleşmenin şartlarına bağlı olduklarından, BK. md. 106’da aranan şartlara uyulmadan fesih edilemez ve bir tarafın karşı koyması halinde bu tür ön sözleşmelerin feshi için de mahkeme hükmünün gerekeceği-
Davacı tarafından davalıya havale gönderildiği ve dekontlarda açıklama yer aldığı anlaşıldığından, havale konusu miktar bakımından ihtiyati haciz kararı verilmesi için yaklaşık ispat bulunduğu-
6183 sayılı Kanundan kaynaklanan istihkak davalarında maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekeceği-
Bina yapımının, yerel idarelerden izin alınmasına bağlı olacağı, İmar Kanunu, kamu düzeni ile ilgili olup, emredici hükümler taşıdığından, mahkemelerce re’sen gözönünde bulundurulması gerekeceği, İmar Kanununa aykırı yapılan her türlü inşaatın yıkılması gerekeceğinden, yaratılan değerlerin hukuken korunması söz konusu olamayacağı gibi, yıkılacak yerlerle ilgili olarak iş bedelinin de, yasaya aykırılık devam ettiği sürece talep edilemeyeceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.