Taşınmazların kadastro tespitinin kesinleştiği 25.04.1984 tarihiyle dava tarihi olan 30.01.2006 tarihi arasında 3402 sayılı Kadastro Yasası’nın 12/3.maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü süre dolduğundan davacıların kadastro tespitinden önceki miras taksim sözleşmesine dayanmalarının olanaklı olmadığı, kadastro tespitinin kesinleştiği 25.04.1984 tarihinden sonra ise, taşınmaz tapuya tescil edildiğinden MK.nun 676. maddesine göre paylaşma sözleşmesinin geçerliliğinin yazılı şekilde yapılmasına bağlı olduğu-
İmzanın inkar eden davacıya ait olduğunun tespiti halinde miras taksim sözleşmesi geçerli olacağından taksim sözleşmesi değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi ve taşınmazların ortaklığının aynen taksim suretiyle giderilmesi mümkün olmadığından satış sureti ile giderilmesine karar verilmesi gerektiği-
Taşınmazların imar ve ihyası 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 17. maddesi uyarınca emek ve para sarf edilerek tamamlanması, tamamlandığı tarihten itibaren davasız ve aralıksız en az 20 yıl süreyle zilyetlik altında bulunması gerekeceği-
Çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve tazminat istekleri-
E.tmanın önlenmesi isteği açısından parsellerin paylaşılması şeklindeki kullanıma değer verilemez ise de bu şekilde kullanımın kötüniyete dayalı olduğunun söylenemeyeceği ve bu şekilde kullanan paydaşın ecrimisilden de sorumlu olmayacağı-
Ortaklığın giderilmesi isteği-
Kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanılarak 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. fıkrasında öngörülen 10 yıllık hak düşürücü süre içerisinde iptal ve tescil davası açılmasının mümkün olduğu, davacı tarafın bu haktan yararlandığı, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanılarak açılan tapu iptali ve tescil davalarında görevli mahkemenin genel mahkemeler olduğu-
İddianın ileri sürülüş şekline göre; öncelikle dava şartı üzerinde durulmasının gerekeceği, yapılacak araştırma sonunda çekişme konusu taşınmazın halen el birliği mülkiyetinde olduğunun anlaşılması durumunda, mirasçılardan birinin ya da birkaçının taşınmazın tamamının ya da payının kendi adına tescili için açtığı dava, diğer mirasçıların paylarını kapsamadığından ve aynı zamanda onlar adına da dava açılmadığından, davaya diğer mirasçıların katılması (olurlarının alınması) veya TMK.nun 640. maddesi uyarınca miras ortaklığına temsilci tayin edilmek suretiyle davaya devam edilmesi de mümkün bulunmadığından, davanın, dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesinin gerekeceği-
Paylı mülkiyete tabi olan çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteği-
E.tmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkin davanın taşınmaz malın aynına ilişkin olduğu ve konusunu oluşturan hakkın para ile değerlendirilmesinin mümkün bulunduğu, dava değerinin ve buna göre alınacak harcın elatılan yerin değeri ile talep edilen ecrimisil toplamından ibaret olacağı; keşfen saptanan ya da saptanacak dava değeri üzerinden peşin harcın alınması ve bu zorunluluk yerine getirildiği takdirde davaya devam edilmesi gerektiği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.