Taşkın olan binanın ana nüvesinin paylı mülkiyete tabi olan parsel üzerinde kaldığı, davalıların murisinin anılan taşınmazda paydaş olduğu, taşkınlık imar uygulaması ile oluştuğundan binanın TMK. 684. maddesi hükmü uyarınca zeminin mülkiyetine tabi olacağı-
Kira alacağının tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali ve tahliye istemi-
Akrabalar arasındaki satış işleminin gerçekte bağış olduğunun kabulü gerekeceği-
Davacı ve diğer mirasçılar arasında mecburi dava arkadaşlığı bulunduğundan takibin mirasçılar ve paydaş yeni malik tarafından birlikte başlatılması ve davanın da birlikte açılması gerekeceği, ancak takibin yalnızca paydaş yeni malik tarafından başlatıldığı, başlatılan takip sonucu gönderilen ihtarlı ödeme emrindeki noksanlığın sonradan giderilmesi mümkün olmamakla birlikte, ihtarın tüm mirasçılar tarafından gönderilmediğinden hukuki sonuç da doğurmayacağı, hukuki sonuç doğurmayan ihtarlı ödeme emrine dayanarak tahliye kararı verilemeyeceği-
Kural olarak, tapulu bir taşınmazın veya tapuda kayıtlı bir payın kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesi mümkün olmayıp, tapuda kayıtlı taşınmazların harici satışının da TMK'nun 706, 6098 sayılı TBK'nun 237, 818 sayılı BK'nun 213, 2644 sayılı Tapu Kanunu'nun 26 ve Noterlik Kanunu'nun 60 ve 89. maddeleri gereğince resmi şekilde yapılmadıkça hukuken geçerli bir sonuç doğurmayacağı ve satın alana herhangi bir hak bahşetmeyeceği, TMK'nun 706. maddesinde öngörülen resmi şeklin bir ispat şartı olmayıp bir geçerlilik şekil şartı olduğu, bu hususun 6098 sayılı TBK'nun 237.maddesinde "Taşınmaz satışının geçerli olabilmesi için resmi şekilde düzenlenmesi şarttır.” şeklinde açıklandığı, bu sebeple resmi memur önünde yapılmayan harici satış senetlerine değer verilemeyeceği ve buna dayalı olarak iptal ve tescil isteğinde bulunulamayacağı-
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 13. maddesinde tespit öncesi itibariyle tapuda kayıtlı olan taşınmazların tespit şeklinin düzenlendiği, dava konusu taşınmaz öncesi itibariyle tapuya kayıtlı bulunan yerlerden olmadığı gibi, davada dayanılan senetler de tespit tarihi ile kesinleşme tarihi arasına tekabül ettiğine göre, KK.nun 13/B-b maddesinin de somut olayda uygulanma kabiliyetinin bulunmadığı-
Çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkin davada, davacı tarafın 2012 yılından itibaren ecrimisil isteğinde bulunduğu gözetilerek üç kişilik kadastro fen memuru veya mühendisi ile ziraat mühendisi sıfat ve yeteneğini taşıyan uzman bilirkişiler ile yerinde yeniden keşif yapılarak dava konusu yerin kapsamının açıkça belirlenmesi, önceki raporlar ve aplikasyon krokileri arasındaki çelişkinin giderilmesi, saptanacak duruma göre ecrimisil hesabının yapılması, ondan sonra bir karar verilmesi gerekeceği-
Paydaşlar arasında el atmanın önlenmesi, eski hale getirme ve ecrimisil istekleri-
Taşınmazın edinme tarihine göre mal ayrılığı rejimi geçerli olduğundan uyuşmazlık Borçlar Kanunu 'nun genel hükümlerine göre çözülmesi gerekli olup, tarafların konum ve statüleri gereği gelir ve giderlerine ilişkin tüm belge ve bilgiler getirtilip yapabilecekleri tasarruf miktarı saptanarak katkı oranlarının belirlenmesinin gerekeceği-
Çekişmeye konu parsel bakımından paya vaki elatmanın önlenmesine karar verilmesi ile yetinilmesinin gerekeceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.